Yok öyle ‘sadece bana égalité’

Avrupa Birliği antlaşmasının 2. maddesi Avrupa Birliği’nin temel değerlerini şöyle tanımlar: “Birlik, insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve azınlıklara mensup kişilerin hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı ilkeleri üzerine kurulmuştur.” Bugün, Avrupa’da yükselen ‘aşırı sağ’ eğilimler, ‘göçmen karşıtlığı’, ayrımcılık ve göreceli olarak bozulan gelir dağılımı, Avrupa’yı kendi varlığıyla özdeşleştirdiği temel değerlerden uzaklaştırmış durumda. Daha acıklı olan durum ise, Avrupa’nın 1870’lerden itibaren yükselen ‘yeni emperyalizm’ ve ‘neo-sömürgecilik’ eğilimlerinden bir türlü kendini alamaması.

Fransa, ilginçtir, Kaddafi’nin iktidardan indirilmesi sürecinden başlayarak, Libya konusunda fazla ‘atak’, fazla ön planda. Kaddafi’ye karşı ilk hava harekatını düzenleyen ülke olarak, kendi çıkarları adına Libya’yı ağır bir insanlık trajedisine, ağır bir belirsizlik ve kaosa sürükleyen bir ülke olarak, kurucusu olduğu Avrupa Birliği değerlerini ‘ayakları altına alma’ cüreti, vurdumduymazlığı ağır bir ‘ahlaki erozyon’. Tüm bu insanlık trajedisinin baş mimarı kendisi değilmiş gibi, ‘insanlık suçu’ işleyen narsist bir terörist, diktatör bozuntusu, savaş baronu Hafter’i her türlü desteklemesi Fransa için ne yaman bir çelişki.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!