Yeni nesil ‘yerel kalkınma’ ve kentlerin geleceği

Pazartesi günkü yazımızda, içinde bulunduğumuz yüzyılın başından itibaren, küresel ekonomi-politik sistemi geniş kapsamlı etkileyen 5 temel mega trendi tanımlamıştık. Beşinci ‘mega trend’, önde gelen (emerging) gelişmekte olan ekonomilerde ‘akıllı kentleşmeye dayalı yerel kalkınma’ hareketi. Kentleşme sadece şehirleri değil, yeni nesil için, içinde yaşadığı her yerleşim birimini, kasaba ve köyleri de kapsıyor. Ve, yeni nesil, yaşadığı her noktada, her mahallede ‘akıllı çözümler’e dayalı bir yerel kalkınma yaklaşımı görmek istiyor. Kabul edilebilir yaşam standardının ayağına gelmesini istiyor. Akıllı kentleşmeye dayalı yerel kalkınma’ hareketi 4 temel başlığın üzerine inşa edilmekte. İlki, kentin yaşam kalitesi. Belki de, Y ve Z kuşaklarının, yeni neslin üzerinde en hassasiyet ile durdukları başlık.

Kentin eğitim altyapısı, farklı yaşlardaki tüm kesimlerin farklı eğitim imkanlarına -buna ‘ömür boyu eğitim’, ‘yeni meslek kursları’ dahil etmek gerekiyor- ulaşabiliyor olması çok önemli. Sürdürülebilir sağlık hizmetleri de bir o kadar önemli. Y ve Z kuşağı, yaşlarına güvenerek, bir ülkenin veya kentin sağlık altyapısını o kadar önemsemiyordu. Ta ki, ‘Kovid-19’a kadar. Bugün, yeni nesil için güçlü bir sağlık altyapısı olan bir kentte yaşamak artık kıymetli. Türkiye’nin son 20 yılda kentlerde güçlü ve sürdürülebilir bir eğitim ve sağlık altyapısı oluşturmayı bu kadar önceliklendirmiş olması boşuna değil. Kentin barınma imkanları, konutlara erişim ve konutların kalitesi de kentin yaşam kalitesinin bir parçası. Bu nedenle, yerel yönetimlerin de kentlerde yüksek standartlarda konut üretme kapasitesine sahip olmaları, ‘akıllı konutlar’ inşa etmeleri kritik önemde.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!