Yarın dün bitti, bugün çok geç

James Bond filmlerine bayılırım, yani hiç birini seyretmem. Tek haspi Bond Sean Connery’di. Ama filmlerin titrleri hakkaten süzme felsefe kokar ve insanı uzun süre “Acaba ne diyor bu dallama?” diye düşündürür. Örnek?

Die Another Day (2002)
Quantum of Solace (2008)
Skyfall (2012)
Spectre (2015)
No Time to Die (2020)

Mesela Quantum of Solace ne demek acaba? Çok, çok, çok kısa süren bir rahatlama anı? Uzun süre düşündüm bu konuyu, hatta bu makaleye ayıracağım zamandan daha fazlasını harcadım, içinden çıkamadım. Ama bu düşünce süreci beynimde başıboş dolaşan marazlı nöronların vahşi şimşekler çakmasına neden oldu. Bundan sonra ben de başlık olarak James Bond ekolünü tatbik edeceğim. Yani, içeriğe ait sıfır bilgi veren, hiç bir anlamı olmayan ama insanı uzun süre düşündürdüğü için trafik çeken başlıklar kullanacağım.

“Yarın dün bitti, bugün çok geç” yazarlık kariyerimde yeni bir evreye erdiğimin göstergesi olmalı. Beyni uzun yıllar kullandığı herbal-aromatik maddelerin etkisiyle folloş olmuş bir yarı-entellektüelin kariyerine tutunmak için son çabası. Bir anlamda, “Ustalık Dönemi’nin” anti tezi.

Yarın dün bitti, çünkü bu gezegenin göya en imtiyazlı vatandaşları olarak Covid-19’u küçümsedik ve uzun süre evde oturmaya katlanamadık. Şimdi, faturayı ödeme zamanı. “Bugün çok geç” ise Covid-19 sonrası dünyada kaybedenlerin hikayesi.

Evet, artık tartışma bitti. Pandeminin ikinci dalgası değil ama ikinci evresi başladı. Bu evreye “Her fani koronayı tadacak dönemi” adını koydum. Daha en az bir yıl aşı yok. İlaç da ekonomik bağlamda faydasız. Hasta olmanızı önlemiyor. Siz hastaneye düştükten sonra iyileşmenize yardımcı olabilir, ya da sizi hayatta tutar, ama bu çok bencil bir bakış açısı. Siz hastaneye girdiğiniz anda, toplumsal maliyetlerin taksimetresi fıldır fıldır dönmeye başlamıştı bile. Sağlık sistemine yük oldunuz, vergi mükellefinin cebinden çıkacak paraya ortak oldunuz. Geçmiş olsun.

Devletler artık sokağa çıkma yasağı veya karantina ilan etmeye de cesaret edemiyor. İki nedeni var, ilkin evde kalanlar Covid-19’dan sakınırken, psiko-patrik oluyor. Ruh sağlığı ilaçları ve terapisi remdesivir’den daha pahalı. Bakın, yine sosyal maliyet ortaya çıkıyor. İkincisi, ekonomide kepenk indirmenin maliyeti çok ağır. Bu maliyetin özetini vereyim size: “Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok”. Kaybolan istihdam, iş kolları ve KOBİ’ler geri dönülmez ufka yelken açıyor. Geçmiş olsun.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!