Atilla Yeşilada – 06.03.2017
Hafta sonunu ellerimi titreten panik atakları ile geçirdim. Galiba artık benden nefret etmiyorsunuz. Benim hayat felsefem klasik Yeşil Çam repliği olan “nefret et, ama acıma” cümlesi üzerine kuruludur. İyi bir yazar sevgi cezbetmez, sevgi bir mikrobik hastalıktır, ama nefret kalıcıdır. Kendi kendini besler, nefret ettiğiniz yazarı her gün “bu gün ne saçmaladı?” diye sırf sinirleriniz bozulsun diye okursunuz, yorum yazar, soysal medyada capslersiniz. Bir yazar için en kötü akıbet acınmaktır. “Artık çaptan düştü, eskisi kadar sirke üretemiyor”. Bittiniz.
Geçen hafta piyasalar için şunu yazdım:
“Özetle, bu piyasaya yabancı alımı gelir. Hatta, bu kez hedef bile veririm. Çünkü canımdan çok sevdiğim Cumhurbaşkanım verdi. Dolar/TL 3,50’ye kadar geriler. Daha da geriye giderse, TCMB efektif fonlama faizini indirir”.
Hii…..Bunları yazmışım ama kimse sosyal medyada laf sokmadı bana, ölüm tehditleri yağmadı. İtibarımı geri kazanmak zorundayım, önümdeki bütün çipleri masaya süreceğim bu kez. Size buradan ilan ediyorum. Türkiye için oyun bitti, piyasalarda da yolun sonuna geldik. Bundan sonrası hep yokuş aşağı.
Halk oylaması başabaş. Anketler %50-50. AKP cephesinde Haziran 2015 seçimleri öncesi gözlediğim o telaş ve kardeş kavgası yeniden alevlendi. Özgüven sıfır. Kaybederlerse olacakları biliyorlar. Bu yüzden kazanmak için ellerinden gelen herşeyi yapacaklar. Bu çabaların başında da TL’nin değer kaybını engellemek olacak. Çünkü bu millet faize pek aldırmıyor da TL düştüğü zaman homurdanıyor.
Devamı için TIKLAYINIZ!