‘Pandemi’ sonrası gündem ‘küresel borç’

‘Kovid-19’ küresel virüs salgını (pandemi) uluslararası ekonomi-politik arenanın bir numaralı gündem maddesi olmayı sürdürse de, ‘küresel iklim değişikliği’. ‘siber terör’ (buna sosyal medya terörünü de ekleyin), küresel ve bölgesel jeopolitik belirsizlikler ve tehditler küresel pandeminin hemen arkasında varlıklarını sürdürmekteler. Ancak, küresel pandeminin etkilerinin azalmaya başladığı gün, dünya ekonomisini hayli zor bir ‘meydan okuma’ oldukça ağır bir mücadele alanı daha bekliyor: ‘küresel borç sarmalı’. 2021 yılı sonu itibariyle 300 trilyon dolara, yani küresel GSYH’nın yüzde 365’ine ulaşması beklenen küresel borç pek çok uluslararası kurumu korkutmakta.

Çünkü, 2020’nin başında, küresel pandemi patladığında 260 trilyon dolar olan küresel borç büyüklüğü, 2021’in sonbaharı itibariyle çoktan 290 trilyon dolara dayanmış durumda. 2017’de 242 trilyon dolar olan küresel borç, 3 trilyon dolar artışla, 2018’de 245 trilyon dolar ulaşmıştı. 2019’da ise 257 trilyon dolara. 2020’de küresel pandemi patladıktan sonra, 2020 sonu itibariyle 281 trilyon dolara sıçramış olan küresel borç, 2020’nin ilk çeyreği sonunda 259,7 trilyon dolardı. 2021’in ilk çeyreği sonunda ise, bir yılda neredeyse 30 trilyon dolara artarak 288,7 trilyon dolara ulaştı. bu 30 trilyon dolarlık artışın kabaca 5 trilyon doları hane halkından, 8 trilyon doları reel sektörden, 3 trilyon doları finans sektöründen gelirken, başı çeken gelişmiş ekonomilerin borçlanmasıyla, kabaca 14 trilyon dolarlık borç artışı ‘kamu’ tarafında gözlemlendi.

Dünya nüfusunun yüzde 13’ünü temsil eden ‘en az gelişmiş ülkeler’ grubu, dünyadaki en yoksul nüfusun da yüzde 38’ini barındırıyor. Ne acıdır ki, küresel pandemi patlak verdiğinden bu yana, zaten 280 milyon çok yoksul insanın yaşam mücadelesi verdiği söz konusu 48 en az gelişmiş ülkede, ayda 500 TL gelir bile elde edemeyen çok yoksul sayısı 35 milyon kişi daha arttı.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!