TCMB Faiz Kararı – Kasım
Merkez Bankası Kasım ayı Para Politikası Kurulu kararında, politika faizini piyasa beklentilerine paralel olarak 475 baz puan arttırarak %15 seviyesine yükseltmiş ve piyasa fonlamasında sadeleşmeye gitmiştir. Ekonomi ve Merkez Bankası yönetiminde yapılan değişikliklerle piyasa dostu mesajlar veren yeni kadrolar, Kasım ayı toplantısında faizlerde simetrik şekilde 475 baz puan artırıma gitmiştir. Bu kapsamda bir hafta vadeli repo oranı %15, borç alma faizi %13.5, borç verme faizi %16.5 ve geç likidite penceresi %19.5 seviyesine yükseltilmiştir. Para politikası iletişim kanallarının etkili şekilde kullanılacağı vurgusunun yapıldığı politika metninde; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir politika çerçevesinin gelecek dönemin sacayağı olacağı ifade edilmiştir. Enflasyon görünümündeki iyileşme kalıcı hale gelene kadar para politikasındaki sıkı duruşun devam edeceğinin altı çizilmiştir. Fonlama kompozisyonunda da sadeleşmeye giden Kurul, piyasa fonlamasının politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faizi üzerinden yapılacağını belirtmiştir. Böylece ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti politika faizine yakınsayacak olup piyasadaki fonlama belirsizliği ortadan kalkacaktır.
Ekim Enflasyon
Ekim ayında tüketici fiyatları yıllık %11,89 artış kaydetti. En yüksek artış %27,40 ile çeşitli mal ve hizmetler ve %16,51 ile gıda ve alkolsüz içecekler kaleminde yaşandı. Gıda, enerji ve içecek kalemlerini dışarıda tutan çekirdek enflasyon C endeksindeki artış %11,48 seviyelerine yükselirken, üretici fiyatlarındaki enflasyon ise %18,2 olarak gerçekleşti. Çekirdek enflasyondaki katılık ve yüksek seviye, gıda ve enerji kalemleri dışarıda tutulmasına karşın enflasyon ataletine işaret etmektedir. Tüm varlık, girdi ve ara malı fiyatlarındaki toparlanmalar, tüketici fiyatlarını yukarı çekerken, kurdan enflasyona geçişgenlik nedeniyle aşağı yönlü trendler geçici etki yaratmaktadır. Kasım ayında yapılan faiz artışı ile talep yönlü enflasyonist baskıların kademeli olarak inişe geçmesini beliyoruz. Bununla birlikte, faiz kararı sonrasında döviz kurlarındaki aşağı yönlü fiyat hareketlerinin kademeli olarak devam edececeği ve kur geçişgenliği kaynaklı enflasyon baskılarını azaltacağı öngörülmektedir.
Büyüme – 2020/3. çeyrek
2020 üçüncü çeyreğinde %6,7 büyüme rakamıyla küresel ölçekte en yüksek büyüme performansını yakalayan Türkiye için 2020 yılsonu pozitif büyüme beklentileri yükseldi. Büyüme verisine ilişkin beklentiler öncü göstergeler ışığında %5 seviyelerinde oluşurken, beklentilerin üzerinde gelen veri durgunluk endişelerini de azaltmıştır. Sanayi üretimindeki artışın büyümeyi pozitif bölgeye itmesi beklentisi piyasada baskın iken, özellikle büyümenin alt kalemlerinin kompozisyonundaki iyileşme piyasadaki daralma endişelerini azaltmıştır. Hane halkı tüketim harcamalarındaki kredi teşviki kaynaklı büyüme ile hükümet harcamalarındaki zayıf katkı, tüketim tarafındaki pozitif ivmenin devam ettiğine işaret etmektedir. Bu dönemde hane halkı tüketimi %9,2 artış kaydederken, devlet harcamalarındaki artış %1,1 düzeyinde kalmıştır. Net ihracatın katkısı büyümeye negatif baskı yaratırken, ihracattaki daralma %22,4 düzeyindedir, aynı dönemde ithalat %15,8 artış kaydetmiştir. Büyümenin en dikkat çekici ve olumlu tarafının başında sabit sermaye yatırımlarındaki ivmelenme gelmektedir. 3.çeyrekte gayrisafi sabit sermaye oluşumu %22,5 artış kaydetmiştir. Önemli bir kesiminin önceki dönemlerde ertelenen yatırım kararlarından geldiği düşünülse de, yatırımlardaki toparlanma büyümenin sürdürülebilirliği açısından piyasaya olumlu sinyaller vermiştir.
Ağustos İşsizlik Verisi
Ağustos ayında işsizlik oranı %13,21 seviyesine geriledi, aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı %15,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde istihdam oranı %43,9 olurken, iş gücüne katılım haddi %50,6 seviyesinde gerçekleşti. Büyüme beklentisi ve üretim hadlerindeki toparlanmanın istihdam üzerinde olumlu katkısının devam etmesi beklenirken, yapısal işsizlik ve pandemi etkisinin istihdam piyasasının önündeki en temel engeller olduğu düşünülmektedir. Genç işsizlik oranı %26,1’e yükselirken, istihdam oranı %13,5 seviyesine geriledi. Özellikle genç işsizlik oranındaki yüksek seviyeler, büyüme rakamlarının istihdam yaratıcı etkisinin zayıf kaldığına işaret etmektedir.
Eylül Ödemeler Dengesi
Eylül ayı ödemeler dengesi istatistiklerine göre, önceki yılın aynı ayına göre 2,364 milyar USD artan cari işlemler hesabında 12 aylık cari işlemler açığı 27,54 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Altın ve enerji işlemleri hariç tutulduğunda, 3,24 milyar USD fazla veren cari işlemlere, ticaret hesabındaki gerileme ile hizmetler dengesi hesabı da 1,92 milyar USD azalarak aşağı yönlü katkı sağlamıştır. Sermaye hesabındaki gelişmelerde, doğrudan yatırımlardaki net giriş 437 milyon USD seviyesindedir. Portföy yatırımlarında ise hisse senedi tarafında 322 milyon net satış gerçekleşirken, devlet iç borçlanma senetlerinde net 424 milyon alış gerçekleşmiştir. Ödemeler dengesi hesabında, cari açık verisinin büyümedeki toparlanma ve kurlardaki gevşeme ile yukarı yönlü hareketine devam edeceğini tahmin ediyoruz. Sermaye hareketleri tarafında ise yüksek faiz ortamı ve azalan riskler neticesinde hem portföy yatırımları hem de doğrudan yatırımlarda toparlanma beklenmektedir.
Rapor için tıklayın.
Kaynak: Şeker Yatırım Ekonomi Raporları