Makro Görünüm – 2019 Ekim / Şeker Yatırım

Yeni ekonomi programı (YEP); 2020-2022 dönemi

Bu senenin “yeni ekonomi programının (YEP)” “ekonomide düşük büyümeli dengelenme dönemi” olarak öne çıkarılan geçen seneki rapora göre en önemli farkı, ekonomik büyümenin yeniden birinci öncelik haline gelmesi olarak görülüyor. Hükümet 2020-2022 arasında her yıl %5,0 büyüme hedeflerken, yılın ilk yarısındaki %1,9’luk daralmaya karşın, bu senenin tamamında da %0,5 büyüme gerçekleşeceğini, dolayısıyla ekonomideki canlanmanın aslında yılın ikinci yarısından itibaren başlayacağını (son çeyrekte artan bir hızla) öngörüyor.

GSYH büyümesinin üçüncü çeyrekte hafif pozitif gerçekleşmesi muhtemel görünüyor, dolayısıyla, %0,5’lik 2019 yılı GSYH büyüme tahmini, hükümetin son çeyrek için %5,0 civarında bir GSYH büyümesi beklentisine de işaret ediyor. Buna göre hükümetin ekonomik aktivitede V tipi bir toparlanma beklediğini de söyleyebiliriz. Biz Türkiye ekonomisinin mevcut durumunda (yüksek özel sektör borçluluğu ve bankacılık sektörünün fonlamaya ilişkin kısıtları nedeniyle), V tipi bir ekonomik toparlanmaya temkinli yaklaşıyoruz. Hükümetin GSYH’deki bu hızlı toparlanma beklentisi için dayanağının da faiz düşüşleri ve hızlı kredi büyümesi yoluyla canlanmasını beklediği “ertelenmiş özel tüketim talebi” olduğu görülüyor. Hükümet ayrıca, 2019 yılındaki düşük baz etkisinin (büyümenin %2,3’lük ilk tahmin yerine %0,5 olarak gerçekleşmesi), 2020’de %5,0’lik hedefe ulaşmak konusunda yardımcı olacağını da düşünüyor.

2019 sonu TÜFE enflasyonu projeksiyonunun son TCMB tahmini olan %13,9’un (ve geçen yılın YEP tahmini olan %15,9’un) altına %12,0’ye revize edildiği görülüyor. Dezenflasyon sürecinin sonraki yıllarda da devam etmesi ve TÜFE enflasyonunun 2020 sonunda %8,5 ve 2021 sonunda da %6,0’ya geriledikten sonra 2022 sonunda da %5,0’lik uzun dönemli hedefin de altı olan %4,9 seviyesine gerilemesi bekleniyor.

Bu enflasyon hedeflerinin tutturulması, hiç şüphesiz Türk lirasındaki stabilizasyonun devam etmesi, gıda enflasyonunun kontrol altında tutulması ve en önemlisi enflasyon beklentilerinde iyileşmeyle fiyat katılıklarının kırılması ile ancak mümkün olabilir. Ek olarak, artan bütçe açıklarının bir noktada tüketici fiyatlarına da yansıdığı ve dezenflasyon sürecini olumsuz etkilediği düşünüldüğünde, enflasyon hedefleri için kamu maliyesi performansı da kritik önemde. Bu açıdan, önceki yıllardaki enflasyon performansı da dikkate alındığında, bunların çok iddialı hedefler olduığunu söylemek yanlış olmaz.

YEP’deki TÜFE enflasyonu projeksiyonları dışında, GSYH deflatörüne ilişkin tahmin de, hükümetin enflasyon beklentileri ile ilgili bilgi veriyor. Şöyle ki, hükümetin 2019 yılı GSYH deflatörüne ilişkin projeksiyonunun %8,7 olduğu görülüyor. GSYH deflatörünün kabaca o yılın ortalama enflasyonuna paralel gerçekleştiğini dikkate alırsak, hükümetin 2020 yılının büyük bir bölümünde TÜFE enflasyonunun tek haneli seviyelerde kalmasını beklediğini iddia edebiliriz.

Programın belki de en iddialı hedefi olarak cari açık öne çıkıyor. Bu yılı 1,0 milyar dolar cari fazla ile kapatmayı bekleyen hükümet ekonomideki canlanmaya bağlı olarak, 2020 sonunda hafif bir bozulmayla, 9,6 milyar $ (GSYH’nin %1,2’si) cari açık beklese de, sonrasında açığın 2021’de 7,0 milyar $’a (GSYH’nin %0,8’i) düşmesini ve 2022 sonunda da sıfır açığa ulaşmayı bekliyor. Turizm gelirlerinin bu seneki 29,0 milyar $ seviyesinden gelecek yıl 34,3 milyar $’a, 2021’de 40,1 milyar $ ve 2022’de 46,5 milyar $’a artacağı beklentisi, cari açığın 3 sene sonunda sıfırlanacağı yönündeki tahminin önemli bir dayanağı.

Ancak, 3 yıl üst üste %5 GSYH büyümesi öngörülüyor iken, cari açıkta böyle bir düşüş, turizm gelirlerinde iyileşmenin ötesinde, imalat sanayiinde yerli ara malı kullanımının arttırılması ve ihracatımızın daha yüksek katma değerli ürünlere kaydırılması gibi bir yapısal dönüşüm ile mümkün olabilir. Türkiye ekonomisinde böyle bir dönüşüm ülke risk priminin de ciddi anlamda düşmesi anlamına gelecektir. Ancak bu kadar kısa süre içinde böyle iddialı bir hedefe de temkinli yaklaştığımızı belirtmek isteriz.

Berat Albayrak mali teşviklerle ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edebileceklerini, ancak bütçe açığı/GSYH rasyosunun %3,0’ün üzerine çıkmasına izin vermeyeceklerini de belirtiyor. Bu bağlamda, hükümet 2019-2021 bütçe açığı/GSYH hedeflerini %2,9 olarak tutarken, rasyonun 2022’de %2,6’ya düşeceğini düşünüyor.