Şubat Enflasyon…
Şubat ayı TÜFE enflasyonu, piyasanın %0,5’lik ortalama beklentisi ve bizim %0,6’lık tahminimizin üzerinde %0,73 seviyesinde gerçekleşti. Bu veri sonrasında yıllık enflasyon %10,35’ten %10,26’ya geriledi. Ancak asıl sürpriz %2,7 seviyesinde açıklanan Yİ-ÜFE enflasyonundan geldi. Bu sonuçla yıllık Yİ-ÜFE enflasyonu %12,1’den %13,7’ye yükseldi.
Gıda enflasyonu; beklentinin hafif üzerindeki tahminimizin nedeninin %2,0’nin üzerinde gelebileceğini düşündüğümüz gıda enflasyonundan kaynaklanıyor olabileceğini belirtmiştik. Gıda enflasyonu %2,2 seviyesinde gerçekleşerek bu beklentimizi haklı çıkardı. Burada özellikle ithalat ve diğer önlemlerle Ağustos sonrasında düşmeye başlayan et fiyatlarında son iki ayda görülen %3,0’ün üzerinde artışlara dikkat çekmek istiyoruz.
Hem hizmet enflasyonunun, hem de temel mal grubu enflasyonunun beklediğimizin az da olsa üzerinde gerçekleşmesi, enflasyon tahminimizdeki sapmayı açıklıyor. Yıllık bazda, hizmet enflasyonunun %9,2’den %9,4’e yükseldiğini, temel mal grubu enflasyonunun ise %15,6’dan %14,9’a gerilediğini görüyoruz.
Bunlara bağlı olarak, çekirdek enflasyonda (C grubu) %12,2’den %11,9’a doğru hafif bir düşüş gerçekleşti. Beklentimiz çekirdek enflasyonun %11,7’ye gerilemesiydi.
Temel mal grubu enflasyonu yıllık bazda gerilediyse de, bunun baz etkisine bağlı olarak gerçekleştiğini not etmek lazım. Dayanıklı mal grubundaki %1,4 ve diğer temel mal grubundaki (dayanıksız ve yarı-dayanıklı mallar) %1,6’lık aylık artışlar, enflasyonda kur geçişkenliğinin ve güçlü iç talebin etkilerinin halen hissedildiğine işaret ediyor. Bunun dışında, ilaç fiyatlarına yapılan zammın da bu kalemi etkilediğini ekleyelim.
Enerji enflasyonu LPG ve tüp fiyatlarındaki düşüşlere bağlı olarak ve beklentimize yakın bir şekilde -%0,6 olarak gerçekleşti.
Daha önce, TÜFE enflasyonun Kasım ayındaki %13,0 seviyesinden %10,35’e gerilemesiyle, olumlu baz etkisinin büyük bölümünün gerçekleştiğini düşündüğümüzü belirtmiştik. Yıllık enflasyon Şubat’ta, bu beklentiyle uyumlu olarak sadece %0,1’lik bir düşüşle %10,35’ten %10,26’ya gerilemiş oldu.
Mart ayı TÜFE enflasyonunu %1,0’lik ortalama piyasa beklentisinin biraz altında %0,9 olarak beklemekle beraber, tahminimizde gıda enflasyonu kaynaklı olarak, yukarı yönlü riskler bulunduğunu düşünüyoruz. Gerçekleşme bizim beklentimize paralel olursa, yıllık TÜFE enflasyonu %10,26’dan %10,14’e gerilemiş olacak.
TL, reel olarak tarihi dip seviyelerine yakın seyrettiği halde, küresel piyasaların görece sakin seyrettiği dönemde (Ocak-Şubat) dahi değerlenme sürecine giremezken, Mart’ta da %5’e yakın bir değer kaybı daha gördü. İstihdam artışı ve makine ve teçhizat üretimi için verilen teşvikler, şirketlere asgari ücret yardımı, çeşitli vergi indirimleri içeren ve yakında tüm detaylarıyla açıklanması beklenen yatırım teşvik paketi gibi uygulamalar, hükümetin birinci önceliğinin ne pahasına olursa olsun büyümeyi yüksek tutmak olduğunu gösteriyor. Mevcut büyüme temposunu korunması için gösterilen ek çaba, orta-uzun vadede artan cari açık ve yurtdışı fonlama kanallarındaki kısıtlar nedeniyle TL’de ek değer kayıplarına da yol açabilir. Tüm bunlar enflasyon üzerinde ciddi yukarı yönlü risklere işaret ediyor.
Aralık’tan itibaren enflasyon trendi üzerinde etkili olan olumlu baz etkisinin Nisan ayından itibaren terse dönmesini ve TÜFE enflasyonunun yaz aylarında yeniden %11 civarında seviyelere yükselmesini bekliyoruz. Baz etkisinin son çeyrekte yeniden olumluya dönmesi muhtemel görünse de, son gelişmelerden sonra TÜFE enflasyonunun %9,0 veya altına doğru yakınsaması olasılığını hayli düşük görüyoruz. Sene sonu TÜFE enflasyonu beklentimiz, riskler yukarı yönlü olmak üzere, %9,9 seviyesinde bulunuyor. 2018 yılı ortalama TÜFE enflasyonu beklentimiz ise %10,5.