Makro Görünüm – Mayıs
Mart Enflasyon & Para Politikası Kararı
Mart ayı TÜFE enflasyonu, piyasanın %1,0’lik ortalama beklentisine paralel, bizim %0,9’luk tahminimizin hafif üzerinde %0,99 seviyesinde gerçekleşti. Bu veri sonrasında yıllık enflasyon %10,26’dan %10,23’e doğru çok hafif geriledi. Yİ-ÜFE enflasyonu ise %1,54 seviyesinde gerçekleşti ve yıllık bazda %13,7’den %14,3’e yükseldi.
Gıda enflasyonu; TÜFE enflasyonuna en büyük katkı %2,0 seviyesindeki gıda enflasyonundan geldi; biz gıda enflasyonunu %1,3 varsaymıştık. Et fiyatlarında bu ay da %3,9’luk artışla, son aylardaki yükselişin devam ettiği görüldü. Yıllık bazda gıda enflasyonu %10,3’te yatay seyretti.
Yüksek gıda fiyatlarına ilişkin olumsuz bir faktör olarak, işlenmiş gıda fiyatlarında 2016 sonundan beri görülen istisnasız yükselişi not etmek gerekiyor. 2016 sonunda %6,7 seviyesindeki işlenmiş gıda enflasyonu, Mart sonunda %14,4’e ulaşmış durumda. Yüksek gıda enflasyonunun ağırlıklı olarak işlenmiş gıdadan kaynaklanması da, gıda enflasyonunda ileride olası bir düşüşü daha zor hale getiriyor. Şöyle ki, yüksek gıda enflasyonu, doğası gereği dalgalı bir seyir izleyen işlenmemiş gıda (büyük ölçüde de sebze-meyve) fiyatlarından kaynaklansaydı, ileride bir düşüş için daha iyimser olabilirdik. Yine de, gıda enflasyonunda önümüzdeki birkaç aylık süreçte baz etkisine bağlı olarak bir düşüş mümkün görünüyor, ancak daha ötesi için o kadar iyimser değiliz.
Çekirdek enflasyonun (C grubu) ise beklentimizin ötesinde %11,9’dan %11,4’e gerilediğini görüyoruz; beklentimiz %11,6’ya bir düşüş idi. Beklentimizden iyi gelen bu gerçekleşme, giyim grubundan kaynaklanmış gibi duruyor; geçen yılın mart ayında %2,0 artış görülen bu kalemde bu sene %1,1’lik bir artış var. Öte yandan, kur geçişkenliğin ve güçlü talebin etkilerini görebiliyoruz. Bunlara örnek olarak da, dizel otomobil fiyatlarındaki (%2,2’lik), beyaz eşyadaki (%1,1’lik) ve çeşitli küçük ev aletlerindeki fiyat artışlarını gösterebiliriz.
Hizmet enflasyonu da %9,4’ten %9,3’e gerileyerek çekirdek enflasyondaki düşüşe kısmen de olsa katkıda bulundu. Ancak hizmet enflasyonunun halen çok yüksek seviyelerde seyrettiğini ve ileride enflasyonda kalıcı bir düşüşün önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirtelim.
Çekirdek enflasyonda (C grubu) bu ay bir gerileme görüldüyse de, yurtiçi ÜFE enflasyonunun kur gelişmeleri ve enerji fiyatlarına bağlı olarak yönüne yeniden yukarı çevirmiş olması nedeniyle, çekirdek enflasyonda da önümüzdeki aylarda bir yükseliş görülebilir.
TL, reel olarak tarihi dip seviyelerine yakın seyrettiği halde, küresel piyasaların görece sakin seyrettiği dönemde (Ocak-Şubat) dahi değerlenme sürecine giremezken, Mart’ta da %5’e yakın bir değer kaybı daha gördü. İstihdam artışı ve makine ve teçhizat üretimi için verilen teşvikler, şirketlere asgari ücret yardımı, çeşitli vergi indirimleri içeren ve yakında tüm detaylarıyla açıklanması beklenen yatırım teşvik paketi gibi uygulamalar, hükümetin birinci önceliğinin ne pahasına olursa olsun büyümeyi yüksek tutmak olduğunu gösteriyor. Mevcut büyüme temposunu korunması için gösterilen ek çaba, orta-uzun vadede artan cari açık ve yurtdışı fonlama kanallarındaki kısıtlar nedeniyle TL’de ek değer kayıplarına da yol açabilir. Tüm bunlar enflasyon üzerinde ciddi yukarı yönlü risklere işaret ediyor.