Lojistik, mobilite ve dijitalleşme

Uluslararası sistemin önde gelen aktörleri ve önde gelen uluslararası kuruluşlar, son 5 yıldır artan bir tempoyla 3 temel ‘megatrend’e odaklanmış durumdalar: ‘Dijitalleşme’, ‘Mobilite’ ve ‘Sürdürülebilirlik’. ‘Kovid-19’ küresel virüs salgını bu 3 temel megatrendi daha da vazgeçilmez kıldı. 2030’a kadar önemli aşama kaydetmesi beklenen bu 3 önemli megatrend, iş dünyasından özel yaşamımıza, hayatın tüm evrelerini kaplar hale geldi. Bu nedenle, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın önümüzdeki ekim ayında gerçekleştireceği 12. Milli Ulaştırma Şurası için ‘lojistik, mobilite ve dijitalleşme’ ana temalarını seçmiş olmasının ne kadar isabetli olduğunu anlayabiliyoruz.

Önümüzdeki dönem, insan mobilitesi, mal ve hizmet mobilitesi ile veri mobilitesi açısından, küresel alt ve üst yapı yatırımları, küresel yasal düzenlemeler ve küresel işbirlikleri açısından hayli çetin geçecek. Türkiye gibi, lojistik, mobilite ve dijitalleşmede önemli fırsatları, önemli hamleleri en etkin şekilde değerlendirebilecek bir ülkenin, 3 temel megatrendin sağlayacağı imkanları yüksek katma değere dönüştürebilmesi adına nasıl bir strateji izlemesi gerekiyor; bundan sonraki alt ve üst yapı hamleleri ne olmalı, küresel işbirlikleri nasıl şekillenecek; özel sektöre, kamuya ve sivil toplum kuruluşlarına bu alanda ne görevler düşüyor; 12. Milli Şura bu hususların tümünün masaya yatırıldığı bir platform olacak.

Türkiye’nin hem dijitalleşme, hem mobilite, hem de sürdürülebilirlik alanlarında iddialı bir ülke olması aynı zamanda ‘lojistik’ alanında da stratejik hamleler yapmasını, lojistik alanına yönelik kritik önemde alt ve üst yapı yatırımları yapılmasını, politika setleri oluşturulmasını gerektiriyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!