Koronavirüs ve yeni ‘sınıf’lar

Kovid-19 koronavirüs küresel salgınının dünya ekonomisi, küresel ticaret, hatta uluslararası siyasete olan geniş kapsamlı etkilerini ve ‘post-koronavirüs’ dönemini haftalardır sizlerin değerlendirmelerine sunuyoruz. Bununla birlikte, ‘virüsle birlikte yaşamak’ olarak ifade edebileceğimiz bu zorlu dönemin toplumsal ve bireysel hayatımıza etkilerine yönelik olarak da önemli değişimler ve etkileşimler söz konusu. Konunun ‘gelir dağılımı’ penceresinden ortaya koyduğu tablo hayli ilginç.

Malum, gerek uluslararası ekonomi kurumları, gerekse de ulusal istatistik kurumlarının analizlerinde, gelir dağılımına yönelik gelir sınıfları ‘üst’, ‘orta üst’, ‘orta’, ‘orta düşük’ ve ‘düşük’ gelir grubu sınıfları olarak geçer. Ancak, ‘küresel virüs salgını’nın sebep olduğu ekonomik ve toplumsal travma ve kırılmalar, gelir dağılımı penceresinden, konuya farklı bir perspektifle bakmamızı gerektiriyor.

Bu noktadan hareketle, ilk dikkate almamız gereken ‘gelir sınıfı’ ‘asla kaybetmeyenler’ grubu olarak isimlendirilebilir. Bu üst gelir sınıfı, ‘tam korunaklı’ olarak tanımlamak da yanlış olmayacaktır. Bu gelir sınıfına giren grupta, dünya ekonomi-politiğinin karşı karşıya kalabileceği her türlü riske göre ‘hazırlıklı’ olma, ‘atıl varlıkları’ çabuk likidite etme; hatta pek çok kesim küresel krizlerde kaybederken, doğru alana yatırım yapmış olmaları veya bizzat ‘krizi yöneten’ ekibin içinde olmaları itibariyle, servetine servet katan grup.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!