Korona salgınının ekonomik çözümü var

Korona Gabon’dan Hindistan’a kadar bulaşan küresel realite oldu artık. İnsanlar korkuyor, evine kapanıyor, gıda istifliyor. Benim canlarım Amerikalı’lar da silah dükkanlarına koşup ateş gücü eksiklerini tedarik etmişler. İşte benim Amerikan, süpermarket rafları boşsa, komşunu talan edersin. Komşun talana çıkmışsa, evde o Gatlinger 3 bin mermi atan makinalı boşa mı duruyor? Kıymaya çevirirsin hergeleyi.

Türkiye’de de artık bir salgın beklemeliyiz, hesabımızı da bu senaryo üzerinden yapmalıyız. Hükümetin her gece açıkladığı vaka istatistikleri TCMB bilançosu gibi defoludur demiyorum, ama tarama yetersiz. Tarandıkça da vaka artıyor. Sizi korkutmak istemem, ama Türk Tabipleri Birliği ve Bilim Kurulu üyelerine göre yaz aylarında 20 bin ila 100 bin vakayla karşılaşmak sürpriz olmamalı. Tedbirler de buna göre alınalı.

Peki, hangi fani tedbir böylesine kapsamlı, eşi benzeri görülmemiş, “Cehennem’den gelen” bir hastalığı tedavi edebilir ki? Bir dakika, yanlış anlaşılmasın, ekonomik hastalıktan bahsediyorum. “Koronaya karşı aşı bulundu” haberleri çok makbul, ama bir aşı bulunsa dahi bunu klinik deneyleri, sağlık otoritesi tarafından onaylanması, geniş ölçekte imal edilmesi, dağıtılması ve halkı aşı olacağı noktalara çağırmak aylar sürer. Hele hele Hindistan, İran, Brezilya gibi ülkelere aşı erişinceye kadar herkes telef olur.

2020’yi unutmalıyız bence. Hastalık tüm dünyayı dolaşacak, çok fazla can almayacak, ama milyonlarca kişiyi işsiz bırakacak, üretimi durduracak. Üretim durunca da işsizlik artacak. İşsiz kadın harcamaları kısar, bu da talebi. Talep daralınca da üretim bir tur daha daralır. Fasit daire yani. Peki bu feci sondan kaçınabilir miyiz?

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!