Kışın ekonominin belini bükecek 3 şok

Geçen gün yine dünyanın en büyük fon yöneticileriyle Kasımpaşa’da salaş bir mekanda içip, tiner çekiyoruz, canım Diet Zola istedi. Garson “Abi yok” demez mi? Kutulayıcı firma ham madde çok pahalandığı için ithalat yapmaya cesaret edemiyormuş. Neşem kaçtı, süpermarkete gidip biraz alışveriş yapayım dedim, ulan her şey için TC kimlik numarası, psikiyatristten aklımın yerinde olduğuna dair temiz sertifikası ve idrar testi istiyorlar. İyice daraldım, naçiz malikaneme koşup, üryan soyunup kendimi soğuk havuza attım.. Hamam suyu gibi. Diet Zola yokluğunda global ısınma çekilmiyor be, Canan ve Canlar.

Bakın, çok ustaca size makalenin ana fikrini basit bir anektodla özetledim. Bir ülkenin para birimi 1 ayda %10 değer kaybedince, ekonomik öngörülerin hiçbir değeri kalmaz. Hele o ülkeyi bir Tımarhane Rejimi yönetiyorsa ve cari açık fazlaya dönünceye kadar “bedeli ne olursa olsun” faizleri indirmekte kararlıysa, salın ekonomik modeli ucundan, gitsin. Ekim’e kadar dördüncü viteste giden ekonomiyi sert ve çok can yakıcı bir kış bekliyor. Devaluasyonun zararını ayrıca yazacağım, ama ilk hesaplamalara göre, Hazine ve özel sektöre faturası kuyruk titretici cinsten.

Bu konuda haberimiz “Devaluasyonun Hazine ve özel sektöre maliyeti akıllara zarar” linklenmiştir.

Ama, dipsiz kuyuya düşen para birimi tek sorun değil. Kışın belimizi bükecek Mahşerin Üç Atlısını ben size anlatayım. Bunlar Başkan Erdoğan’ın sağlığı hakkında yürütülen spekülasyonların ekonomik güven ve maneviyata olumsuz yansımaları.
Hortlayan Covid-19 salgını, ve Kuraklıktır.

Bu 3 şok 2022 resesyonunun da kapısını açtı. Erken seçimler ve kaçınılmaz olan Erdoğn-Bahçeli’nin iktidardan denize süprülüşü yaşanmadan da, ne bu millet, ne de ekonomi iflah olmaz.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!