Jeo-politik riskler böbrek ağrısıyla başlar

Atilla Yeşilada – 04.08.2017

Türkiye’de inanılmaz şeyler oluyor Sayın Seyirciler. “Muhalif ekonomi” tarzında yazılan ilk kitabım olan “Muhalif bir ekonomistin güncesi” 2ci baskıya başladı. Şimdi soruyorlar, “efendim, ekonomistin de muhalifi mi olur?” Yandaş’ı olursa muhalifi de olur elbet. Ying-yeng, etki-tepki, arz-talep. Zaten bir konuda 9 ekonomistten görüş alsanız, 10 görüş çıkar. Başkaları da göya dalga geçiyor: “FÖŞ kaç tane bastırdın ki?” Bin tane bastırdık, kaç tane bastıracaktık? Biz Hikmet Hükümenoğlu gibi   ünü sınırları aşan bir yazar değiliz ki 50 bin bastıralım? Hem siz satılmayan 10 bin kitap kaç METRE KÜP yer tutar, biliyor musunuz? Zaten geçmişte yaşanan birkaç münferit olaydan dolayı (ruhsatsız ağır silahlarla havaya ateş açma, madde etkisi altında şuursuzca çıplak koşma, gece yarış yüksek sesle köpek sevme, Speedo mayoyla araba yıkama, havuz başında Odin’i anma töreni) sitede adımız çıkmış, bir de TIR’la 10 bin kitabı yığacaklar kapının önüne, iyice papaz olacağız. Whiski mahzenimi boşaltmak zorunda kalacağım. Valla, ben bin tane satmasına şaşırdım, Türkiye’de o kadar ekonomi okuyan insan var mı ya?

İki baskıdan kazandığım tonla parayla birkaç gün inzivaya çekilip ikinci kitabıma başlıyorum şimdi. Başlığı buldum bile: “Hayret bir şey, hala acıtmıyor mu, ya?” Harbiden, hala canınız yanmıyor mu ya? Kötü yönetimden, zulümden, ihtiyarilikten, zorbalıktan, açlıktan, kankacılıktan, iktibastan, aşağılanmaktan bıkmadınız mı?   Siz nasıl bişeysiniz be kardeşim?

Devamı için TIKLAYINIZ!