‘İnsani finans’ ve sürdürülebilir kalkınma

Uluslararası finans sistemi tarihinin en zor dönemeçlerinden birisinde. 2020 sonunda, bilhassa küresel virüs salgınının da katlayıcı etkisiyle 280 trilyon dolara, dünya GSYH’sının 3,5 katına ulaşmış olan küresel borç girdabı başta olmak üzere, bugünkü konvansiyonel anlayışla üretim ile para piyasaları arasındaki ilişkinin bu zeminde yürümesi artık çok zor. Reel sektörün katma değerini adeta ‘sağan’, ülke ekonomisinin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat hamlelerine daha yüksek katma değer adına yardımcı olmak şöyle dursun, zaman zaman köstek olan bir küresel finans sistemi yapısıyla, dünya ekonomisi adına ‘sürdürülebilir kalkınma’yı konuşmak giderek zorlaşıyor.

Bu nedenle, nasıl ki bugün Türkiye dünyanın her noktasında ‘Girişimci ve İnsanı Dış Politika’ ile ülkelerin kaderini pozitif yönde değiştirecek bir öncü role, işbirliklerine imza atıyor ise; 2022’de çalışmalarına başlayacak ve hızla bölgesel bir çekim merkezi olacak ‘İstanbul Finans Merkezi’nin de, bilhassa katılım finans sistemine yönelik olarak ortaya koyacağı yeniliklerle, reel sektörün yatırım, üretim ve ihracat hamlelerinin desteklenmesi ve geliştirilmesine yönelik olarak geliştireceği yeni yaklaşımlarla, küresel finans sistemine ‘İnsani Finans’ boyutunda önemli katkıları olacak.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!