Hedef 1 trilyon dolarlık ‘gıda israfı’nı önlemek

Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel pandemide zaten ciddi bir tartışma ve endişe konusu haline dönüşmüş olan ‘küresel gıda güvenliği’ konusunu, savaşan iki ülkenin pek çok kıta ve ülke için tedarikçi konumunda olduğu tarım ve gıda ürünlerine yönelik artan tedirginlik nedeniyle iyice derinleştirdi. Başta Birleşmiş Milletler (BM) ve OECD olmak üzere, uluslararası teşkilatların hemen hemen tüm toplantı ve platformlarında ‘küresel gıda güvenliği’ üzerinde zihin yorulan başlıklar arasında ilk 3’e oturmuş durumda. Dünya vatandaşlarının hak ettikleri beslenme düzeyine ulaşabilmeleri, sürdürülebilir düzeyde sağlık ve yaşam koşulları BM’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında önemli bir yer tutuyor. Ancak, temiz ve yeterli gıdaya ulaşabilmek ciddi bir tehditle karşı karşıya.

Söz konusu tehdide rağmen, 8 milyarı aşan dünya vatandaşlarının hak ettikleri beslenme koşullarını yakalayabilmeleri adına, çözümü sadece küresel ölçekte tarım ve gıda üretimini arttırmakta aramak; uluslararası kuruluşlarda gerçekleştirilen toplantılarda konunun sadece ‘arz’ yönünün ele alınması önemli bir eksiklik olarak öne çıkıyor. Çünkü, ‘sürdürülebilir’ küresel gıda güvenliği sadece üretimi ve arzı arttırarak değil; aynı zamanda küresel ölçekte talebi ve tüketimi de yönetmeyi gerektiriyor. Talep ve tüketim deyince de, küresel ölçekte dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük ‘felaket’ ‘gıda israfı’. BM ve bu alandaki tüm uluslararası uzman kuruluşların verileri, küresel ölçekte arz edilen gıdanın üçte birinin israf edildiğini, çöpe gittiğini, atık haline dönüştüğünü gösteriyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!