Haftalık Piyasa Yorumu / ALB Menkul – (27-31 Temmuz 2015)

Piyasaları çetin bir hafta daha bekliyor

ALB Forex, ‘Borsa İstanbul ve Dünya Piyasaları Gelişmeler/Beklentiler Raporu’nu yayınladı. ALB Forex Araştırma Uzmanı Eda Önder’in hazırladığı rapora göre ekonominin toparlanması için Türkiye’nin acil bir hükümete ihtiyacı var.

Euro Bölgesi’nde Yunanistan ile ilgili sıkıntılarda çözüm noktasına ulaşılmasıyla beraber suların da durulduğunu görmekteyiz. Yunanistan önceki hafta Euro Bölgesi ülke kurtarma fonu olan ESM’den 7.16 milyar euroluk köprü finansman desteği sağladı. Bu parayla IMF ve Avrupa Merkez Bankası’na 6.25 milyar euro ödediğini açıkladı. Böylelikle temerrüt sıkıntısı ortadan kalkmış oldu. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P, temerrüt riskinin geçtiği gerekçesiyle Yunanistan’ın kredi notunu yeniden yükseltti. Yunanistan’da da kreditörlerin talep ettiği 2. önlem paketi 230 oyla Yunan meclisinde kabul edildi. Haftanın son işlem gününde de Avrupa’dan gelen hizmet ve imalat PMI verileri takip edildi. Fransa, Almanya ve Euro Bölgesi PMI verilerinin beklentileri karşılamadığını gördük.

ABD tarafında geçen hafta veri akışı sakindi. FED üyesi Bullard yaptığı konuşmada Eylül ayında faiz artırma olasılığının yüzde 50’nin üstünde olduğunu vurgularken faizleri artırırken ihtiyatlı olacaklarını söyledi. Bullard, Yunanistan ve Çin’deki gelişmelerin FED politikasını etkilemesini beklemediğini ve 2015’in ikinci yarısında ABD ekonomisinde yüzde 3 büyüme beklediklerini kaydetti. Hafta içindeki piyasa fiyatlamaları ve ABD’den gelen konut satışları, işsizlik başvuruları gibi verilerin de olumlu gelmesi dolara olan ilgiyi artırdı ve dolar endeksi de hafta içinde 98,00 seviyesi üzerini gördü. ABD tarafında haftalık işsizlik başvuruları 255 bin seviyesine gerilerken bu rakam 1973’ten bu yana açıklanan en düşük seviye olarak görüldü.

Yurt içinde hafta boyunca artan terör olayları ve güvenlik riski nedeniyle Türkiye risk priminde görülen artış; hem para piyasasını, hem tahvil piyasasını, hem de hisse senedi piyasasını negatif yönde etkiledi. Hafta başında Suruç’taki patlama haberi ile başlayan tedirginliği Diyarbakır’da polise saldırı ve bir polis memurunun şehit olduğu haberi, Kilis’te Suriye’den açılan ateş sonucu bir astsubayın şehit olması sonrası sınırda yaşanan hareketlilik takip etti. Hafta içerisinde Merkez Bankası faiz oranı kararları da gündeme konu oldu. Söz konusu hareketli gündemde Merkez Bankası kararları gölgede kalsa da; faizleri sabit bırakan Merkez Bankası, yaptığı açıklamada bir önceki raporun hemen hemen aynısını yayınlarken bekle gör politikasına devam etti.

Geçtiğimiz hafta başından bu yana ülkemizde meydana gelen ve ülkemizin risk priminin artmasına neden olan terör olaylarının baş göstermesi Türk Lirasını kırılganlığını artırmaktadır. Siyasi belirsizlik süreci devam ederken, bu tür üzücü olaylarının gündeme gelmesi Türk Lirasının diğer para birimleri karşısında negatif ayrışmasına neden olmuştur. Suruç’taki terör saldırısının ardından ilerleyen günlerde terör saldırısı haberlerine yeni haberlerin eklenmesiyle risk algısının yükselmiş, piyasalarda da negatif yönde eğilim artmıştır. Perşembe günü itibariyle Türkiye’nin risk primini ifade eden 5 yıllık CDS’leri 220 seviyesine yükselmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında Rusya ve Brezilya’dan sonra 3. sıraya yerleşmiştir. Türkiye’nin risk priminde son olaylarla artan yükseliş eğilimi de başta tahvil piyasasına, bununla bağlantılı olarak da para piyasasına ve hisse senedi piyasasına yansımıştır. Bu nedenden dolayı TL çaprazlarında da yukarı yönlü hareket ivme kazanmıştır. Ancak koalisyon hükümetine ilişkin beklentiler de piyasa fiyatlamalarının merceğinde yer almaya devam ediyor. Hafta içerisinde Ak Parti’nin ve MHP’nin parti teşkilatlarına “erken seçime hazır olun” talimatı verdiğine ilişkin haberlerin ardından CHP kanadından da Kılıçdaroğlu’nun ve Baykal’ın erken seçim ihtimalini kuvvetli bulduklarına ilişkin açıklamaları haberleri piyasalarda tedirginliğin vadesini uzatabilecektir.

Gözlerimizi yurt dışına çevirdiğimizde ise, özellikle ABD cephesinde yoğun veri akışı bizleri bekliyor. Bu hafta FOMC toplantısı gerçekleşecek ve FED faiz kararını ve toplantı kararlarını açıklayacak. FED toplantısı sonrasında Başkan Janet Yellen herhangi bir basın toplantısı yapmayacak. Bununla beraber politika açıklamasında FED’in faizleri artırma zamanlaması ile ilgili ipuçları aranacak. Ayrıca Perşembe günü ABD’de 2. çeyrek GSYH verileri açıklanacak. ABD’de ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin yüzde 2,5 olarak açıklanması bekleniyor.

Dışarıda Fed’in faiz artırımına ilişkin ayak sesleri duyulurken, bizim söz konusu faiz artışı dalgasına içeride bu tansiyon ile yakalanmamız piyasalarda stres unsuru yaratabilir. Öyle görülüyor ki, hem dış politikamız hem de ekonomi politikalarımız açısından Türkiye’nin acil şekilde kurulacak bir hükümete ihtiyacı vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir