Haftalık Piyasa Yorumu / ALB Menkul – (17-21 Kasım 2014)

ALB Menkul Değerler tarafından hazırlanan Borsa İstanbul ve Dünya Piyasaları Gelişmeler/Beklentiler Raporu yayınlandı.

ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder’in hazırladığı rapora göre 17 Kasım haftası piyasalar için zor bir dönem olacak.

ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder tarafından hazırlanan raporda şu şekilde:

Haftaya toparlanma eğilimi ile başlayan Borsa İstanbul’da toparlanma çabalarının sonuç verdiği bir hafta geride bırakıldı.  Bu hafta dolar Türk lirası cephesinde Türk lirası lehine, tahvil faizleri aleyhine  görülen hareketler Borsa İstanbul’un yükselişini destekler nitelikteydi.

Avrupa cephesine baktığımızda hem veri akışı hem de Avrupa Merkez Bankası gündemdeki canlılığını yitirmedi. Haftanın genelini değerlendirdiğimizde Avrupa borsaları pozitif tarafta kalma çabasındaydı.

AB’de bazı bankalar kısa çöpü çekti

Haftaya başlarken Avrupa Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta 7.4 milyar euro teminatlı tahvil aldığını açıklaması ile piyasalarda oluşan iyimser hava,  haftanın genelinde hisse bazlı hareketler ve veri akışı ile etkili oldu. Avrupa’da haftanın kısa çöpünü çeken bankalar oldu. Bankalarda döviz manipülasyonu yapıldığı gerekçesiyle bankalara kesilecek cezalara ilişkin haberler ile Avrupa borsalarında banka sektörü hisselerinde hafta içerisinde satışlara neden oldu. Euro Bölgesi’nde enflasyon ve büyüme verilerinin takip edildiği haftada, ağırlıklı olarak beklentilere paralel olarak açıklanan verilerin içerisinde Euro Bölgesi ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 ile beklentilerin üzerinde büyümesi haftanın sevindirici haberleri arasında yer aldı.

FED açıklamaları etkili oldu

Bu hafta ABD gündemi nispeten sakin olmakla birlikte, ABD’de bilanço döneminin sonuna yaklaşılırken yatırımcıların açıklanan finansalları takip etmeleri ile piyasalarda hisse bazlı hareketler etkisini gösterdi. Hafta içerisinde FED cephesinden de konuşmalar takip edildi. FED cephesinden şahin üyelerden Plosser’ın konuşmasında, faizlerin yakın zamanda artırılması gerektiğini aksi halde risklerin belirginleşeceğini ve faizlerin erkenden artırılmasının kademeli bir artırım yolu izlenmesini sağlayacağı yönünde şahince açıklamalarda bulunsa da, Plosser’ın konuşması piyasalar üzerinde sert hareketlere yol açmadı.  Bu hafta da petrol fiyatlarındaki düşüşün piyasalardaki yansıması görülürken petrol fiyatlarındaki düşüş enerji şirketlerinde aşağı yönlü hareketlere neden oldu.

BİST pozitif akış sergiledi

Borsa İstanbul cephesinde ise, veri akışının nispeten sakin olduğu haftada sanayi üretimi ve cari açık verileri takip edildi. Eylül ayında sanayi üretimi yüzde 1,7 ile beklentilerin üzerinde açıklanırken, yıllık bazda sanayi üretimi ise yüzde 2,2 ile piyasa beklentisinin altında kaldı. Beklentisi 2,60 milyar dolar olan Eylül ayı cari açık verisi ise 2,22 milyar dolar açıklandı. Cari açık verisinin beklentiden düşük gelmesinin yanı sıra cari açıkta gerileme eğilimi duruşunu korudu. Geçtiğimiz iki ayın verisi de aşağı yönlü revize edilirken, verinin detayında cari açıktaki azalmanın dış ticaret açığındaki azalma ve hizmet gelirindeki artıştan kaynaklanması dikkatleri çekti. Söz konusu verilerin dışında sakin bir hafta geçiren Borsa İstanbul, yurt dışı borsalarının seyri ve döviz kurlarını dikkatle izlese de, pozitif tarafta kalma çabasındaydı. Hafta içinde yurt dışı borsalarında satışlar görülse de, Borsa İstanbul pozitif ayrışarak pozitif duruşunu korudu.

17 Kasım haftası beklentileri:

Önümüzdeki hafta, yurt içinde ve yurt dışında veri akışının önem arz etmesi nedeniyle Borsa İstanbul’un seyri için döviz kurlarındaki hareketleri izlemenin faydalı olacağı görüşündeyiz. Yurt içinde en önemli gündemimiz TCMB’nin Kasım ayı PPK toplantısı… TCMB’nin faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmesi beklenmemekle birlikte bir haftalık repo faizini 8,25’te, ayrıca gecelik borç verme faizinin yüzde 11,25, gecelik borçlanma faizinin de yüzde 7,50 seviyesinde sabit bırakılması bekleniyor. Önümüzde hafta PPK öncesinde Türk lirasının dolar karşısındaki duruşu önem taşımakta olup, Çarşamba günü açıklanacak olan FED’in 29 Ekim toplantısının tutanaklarında aranacak olan kayda değer süre ifadesi ile faiz artırımına ilişkin alınacak sinyaller ve Perşembe günü ABD’den gelecek olan enflasyon verileri piyasalarında kaderinde belirleyici olacak. Söz konusu veri akışı ile hareketli bir hafta geçirecek olan Dolar/TL’de görülebilecek yükselişler Borsa İstanbul’un bu haftaki kazançlarını silmesine neden olabilir. Tutanaklar faiz artırımına ilişkin alınabilecek kuvvetli bir sinyal, aylık bazda yüzde 0,1 gerilemesi, yıllık bazda ise yüzde 1,6 artması beklenen enflasyon verilerinin  beklentilerin üzerinde gelmesi durumunda Dolar/TL görülebilecek yükselişlerde 2,2500 direncinin kırılması önem arz etmektedir. 2,2500 direncinin yukarı yönlü kırılması halinde Dolar/TL bu haftaki görünümünü geride bırakıp yönünü yükselişe çevirebilir. Dolar/TL’de zayıf seyrin devam etmesi halinde ise 2,2350 ve 2,2250 seviyeleri dikkatle izlenmeli. Endekste olumlu görünüm devam etmekte olup, olumlu havanın korunabilmesi için bu hafta birçok kez denenen ancak üzerinde kalıcılık sağlanamayan 81.500 seviyesinin kırılması gerekmektedir. 81.500 seviyesinin üzerinde BIST 100 endeksinin yükseliş ivmesi kuvvetlenebilir olup, 82.500  ve 84.500 seviyeleri  önemli direnç seviyeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Önümüzdeki hafta gündemin yoğun oluşu, piyasada bu hafta havanın aşırı iyimser olduğu göz önünde bulundurulduğunda olası kar satışları için 80.000 önemli destek seviyesi konumundadır. Zira bu seviyenin aşağı yönlü kırılması durumunda endekste satış baskısı görülebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir