Haftalık Borsa Yorumları – (7-11 Mart 2022)

Rusya-Ukrayna savaşının piyasalar üzerindeki etkisi ediyor.

Borsalarda satıcılı seyir sürerken altın, petrol, ABD doları ve tahvil faiz oranlarında önemli dalgalanmalar görüldü. ABD ve Almanya başta olmak üzere borsalarda çıkış trendleri de zarar gördü. Yatırımcının en iyi dostu olarak bilinen trend borsalar için trend güç göstergesidir. Dış borsalardan bahsedince bir detay vermekte yarar var. Almanya Borsası (Dax Endeksi) ABD Borsalarına göre daha zayıf. Ayrıca euro güç kaybederken ABD doları değer kazanıyor. Bu görünümde, bir ölçüde ABD finansal varlıklarının güvenli liman özelliği taşımasının yanı sıra Almanya ve Avrupa ekonomilerinin savaştan daha fazla etkilenecek olmasının payı olsa gerek. Bilindiği üzere Rusya, Almanya’nın en önemli doğal gaz ve petrol tedarikçisi. Zaten geçen hafta Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck “Almanya Rus gazına bağlı. Almanya Rusya’ya yönelik yaptırımlardan etkileniyor.” dedi. Rusya, Ukrayna’yı işgal etmeden önce gelecek tepkileri mutlaka dikkate almıştır. Avrupa’nın enerjide Rusya’ya bağımlı olması, geçen hafta 643 milyar dolar olarak açıklanan rezervleri ve Çin’in müttefikliği gibi elini kuvvetlendirecek kozların da farkında elbette. Almanya Ekonomi Bakanı’nın açıklaması bir bakıma bunu doğruladı. Buna karşılık Almanya Dışişleri Bakanı’ndan, “Rusya’ya yaptırımlarda tüm boşlukları kapatmamız gerekiyor” açıklaması geldi. Bu siyasi bir açıklama tabi ki. Moody’s ise “Rusya-Ukrayna krizi global ekonomik görünüme yeni riskler ekledi” derken çatışmanın daha fazla tırmanmasının Avrupa’nın ekonomik toparlanmasını riske sokacağını bildirdi. Bununla birlikte bazılarına göre soğuk savaş yıllarını çağrıştıran yaptırımlar da devam ediyor. Rusya ekonomik olarak baskı altına alınmış durumda. Rusya Borsası günlerdir kapalı ve bir süre daha kapalı kalacak. Rusya’da döviz çıkışına yönelik sermaye kontrolleri devam ediyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Rusya’nın kredi notunu bir haftada ikinci defa düşürdü ve uzun vadeli döviz cinsinden “BB+” ve yerel para cinsinden “BBB-” olan kredi notlarını “CCC-“ye indirdi. Artık Rusya, yatırım yapılamaz ve aşırı riskli ülke konumunda. Bir bakıma Rusya tahvilleri için çöp seviyesine ramak kaldı demek doğru olacak. Moody’s ise, Ukrayna’nın kredi notunu “B3″ten “Caa2″e düşürdü. Diğer yandan savaş tüm hızı ile devam ediyor. Piyasaları daha da rahatsız eden aşama, Rus ordusunun Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırması oldu. Eğer patlarsa Çernobil’in 10 katı olur haberleri çok tedirgin etti. ABD ve Avrupa, ekonomik yaptırımlarla cevap verirken Rusya ile savaşmayacaklarını açıkça beyan ettiler. Ukrayna bu durumda daha ne kadar dayanır bilinmez ama Ruslar Kiev’e girerse işgalde çok önemli bir aşama tamamlanmış olur. Sonra ne olacak? Rusya, Ukrayna’nın tamamını işgal edip orada kalacak mı? Yoksa yönetimi kendine göre değiştirip çekilecek mi? Veya sırada başka ülkeler mi var? Bazı emareler olsa da bu durum belirsizliğini koruyor. Savaş ile birlikte merak edilen diğer konu ABD Merkez Bankası (Fed) ne yapacak, nasıl tepki verecek sorusu idi. Bu soru geçen hafta Fed Başkanı Powell’ın Kongre’de yaptığı açıklamalar ile önemli ölçüde cevabını buldu. Fed Başkanı Powell’ın konuşmasının detayında şu vurgular dikkat çekti; Mart ayında faiz artışı başlayabilir, faiz artışının ardından bilanço küçültme operasyonu başlayabilir, 25 baz puanlık faiz artırım adımları uygun ancak enflasyondaki yükselişin sürmesi durumunda daha agresif ve 50 baz puanlık faiz artışları olabilir, artan mortgage faiz oranları konuta olan talebi soğutabilir, ABD’nin Rusya’yı işgali ABD ekonomisinde belirsizlik yarattı durum yakından izleniyor. Powell, bir bakıma ABD para politikasının seyrine ilişkin Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan tartışmalara noktayı koydu. Bu durumda, ocak ayındaki Fed toplantısının ardından ortaya konulan yol haritasının aynen yürürlükte olduğu da görüldü. Cuma günü 678 bin olarak açıklanan (beklenti 400 bin) ABD tarım dışı istihdam verilerinin Fed’in elini daha da kuvvetlendirdiği bir gerçek. Ayrıca %7.5 ile son 40 yılın en yüksek enflasyonu yaşanıyor. Petrol, doğal gaz ve buğday başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş, enflasyondaki çıkışın en azından bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Bu bakımdan 10 Mart Perşembe günkü ABD enflasyon verileri (TÜFE) yakından takip edilecek. Muhtemelen yüksek gelecek. Yüksek enflasyon ve istihdam Fed’i faiz artırım konusunda destekleyecektir. Nitekim, Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin Fed’in faiz oranlarını artırmaya başlama ihtiyacını değiştirmediğini ve aslında zaten aşırı yüksek enflasyona yönelik yukarı yönlü riski artırdığını söyledi. Fed bu şekilde. 10 Mart Perşembe günkü yapılacak toplantıda Avrupa Merkez Bankası ne yapacak? Savaş yokken dahi faiz artırım konusunda tereddüt yaşayan Avrupa Merkez Bankası’nın savaşın etkilerini derinden hissedecek Avrupa ekonomisinde faiz artışına gitmesi ve sıkı para politikası uygulaması daha da zorlaştı. Bunu önümüzdeki haftaki toplantıda muhtemelen teyit edecek. Aksi sürpriz olur.

Rusya-Ukrayna savaşından en fazla etkilen emtiaların başından petrol geliyor. Rusya’nın önemli bir petrol üretici olması ve tedarikte yaşanabilecek olası aksaklıklar ile geçen haftaki OPEC+ Grubu’nun son toplantısından ılımlı bir üretim artışı çıkması fiyat artışını destekledi. Bu sabah itibariyle ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın “Rusya petrolüne ambargo” söylemi fiyatın sert bir şekilde yükselmesine neden oldu. Hatırlanırsa, 2007 yılında tarihi zirve olan 147 dolar görülmüştü. ABD’li yatırım bankası JPMorgan’dan ise “Rusya’daki arz düşüşü devam ederse Brent petrolü 185 dolara çıkabilir” gibi oldukça dikkat çekici bir açıklama geldi. Piyasalar bir bakıma savaşın seyrini petrol ve altın fiyatı üzerinde okuyor denebilir. Petrol fiyatındaki yükseliş Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeleri fazlasıyla tedirgin ediyor. Enerji faturası ve enflasyon üzerindeki etkileri her geçen gün artıyor.

Savaş ile birlikte “güvenli liman” özelliğinin öne çıkmasıyla altınının ons fiyatındaki yükseliş devam ediyor. Fed’in parasal sıkılaştırma operasyonlarının 16 Mart toplantısıyla başlayacak olması ve ABD dolarındaki değerlenme normal şartlarda altın üzerinde baskıya neden olacak gelişmeler olabilirdi. Ancak savaş yeni koşulları ve fiyatlamaları beraberinde getirdi. Altın fiyatını etkilemesi olası parametrelere değinecek olursak; Faiz, enflasyon, ABD dolarının seyri, fiziki alım satımlar, jeopolitik gelişmeler ve öncü merkez bankalarının para politikalarını, saymak mümkün. Bu dönem Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte jeopolitik gelişmeler ve güvenli liman ihtiyacı fiyatlanıyor.

Borsa İstanbul’da yabancı satışları ivme kaybetse de devam ediyor. TCMB verilerine göre, 25 Şubat ile biten haftada, hisse senetlerinde 87 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 370 milyon dolar yurtdışı yerleşiklerin (yabancı yatırımcıların) satışları söz konusu. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı tekrar %40’ın altına indi. TCMB brüt rezervleri hafif düşüşle 113.1 milyar dolara gerilerken kur korumalı mevduat paketinin etkisiyle bankalardaki döviz mevduatındaki düşüş sürüyor. 25 Şubat haftasında, 215 milyar dolar seviyesinde. Yılbaşında 237 milyar dolardı. Geçen haftanın diğer gelişmesi beklentileri aşan şubat enflasyon verileri oldu. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %54,44, aylık %4,81, Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %105,01, aylık %7,22 arttı. TCMB politika faizi ve enflasyon farkı 40 puanı aştı. (eksi faiz) Gösterge tahvil faiz oranları %23-24 seviyelerinde seyrediyor. Bankalarda mevduat faizi ise %17-20 bandında. Borsa İstanbul’da 12/2021 bilançolarıyla birlikte şirketler temettü (kâr payı) açıklamalarını da sürdürüyor. En yükse temettü verimi henüz %15’i geçemedi. Bu günlerde 12 civarında. Döviz bir süredir yatayda seyrediyor. Konut ve gayrimenkul fiyatlarındaki yükseliş ise sürüyor. Ama sektör içinden gelen, fiyatlardaki aşırı yükselişe bağlı olarak talepte görülen zayıflamanın fiyat artışında ivme kaybına yola açabilir değerlendirmeleri var. Enflasyona karşı korunma açısından yatırım aracı bulmak zorlaştı. Bu arada savaş ile birlikte Rusya’da çıkan veya Rusya’ya gidecek para Türkiye’ye gelebilir gibi bazı tahminler yapılmaya başlandı. Şu anda bu yönde bir emare yok. Yine de para akışı yani sıcak para hareketleriyle konut piyasasını yakın takibe almakta yarar var. Uluslararası Finans Yatırımcısı Mark Mobius, “Türkiye’nin cazibesi artacak. Ukrayna Krizi Türkiye gibi ülkelerin yatırım değeri açısından öne çıkmasına sebep olacak” yorumunu yaptı.

Savaşa bağlı belirsizlik devam ediyor. Ayrıca yaptırımlar ve bunun özellikle enerji fiyatları üzerindeki etkilerine bağlı olarak küresel ekonomiye yansımaları piyasalardaki temkinli görünümün devamını sağlıyor.