Haftalık Borsa Yorumları – (6-10 Haziran 2022)

Piyasalarda dalgalı seyir sürüyor.

Yaz mevsimi piyasalarda hareketli başladı. Yüksek enflasyon ve düşük faiz yatırımcıyı ister istemez alternatif arayışına yöneltti. ABD ve Almanya gibi öncü dış borsalarda satışlar görülse de çok fazla derinlik kazanmadı. Türkiye özelinde ise durum biraz daha belirgin. Enflasyon ile faiz makası çok fazla ve her ay daha da açılıyor. Mevduat ve tahvil faizleri enflasyonun oldukça altında. Son açıklanan enflasyon ile TCMB faiz farkı 58 puana kadar çıktı (eksi faiz). Dış borsalardan farklı olarak geçen hafta vurguladığımız üzere fiyat kazanç gibi bilanço değerleme yöntemlerine göre Borsa İstanbul ucuz olarak tanımlanabilir. Diğer alternatiflerden döviz bir miktar prim yapmış durumda. Konutta İstanbul dünyanın en pahalı şehirleriyle yarışacak düzeyde pahalı ama konut piyasası hala canlılığını koruyor. Türkiye’de konut fiyatlarının çok gelişmiş ülkelerle yarışıyor olmasının sebeplerinden biri yine alternatif arayışlarının bir sonucu. Son dönemde alternatifler arasına yatırım aracı olarak otomobilin de girdiği anlaşılıyor. Bu yönde haber akışları mevcut. Bu durumda geçtiğimiz yıllardaki gibi borsalarda piyasaları taşıyacak yeni beklenti ve gündeme bağlı fiyatlamalara bu dönem için çok fazla önem atfedilmiyor. Ancak olağan dışı bir gelişme olursa piyasa bakışı elbette değişecektir. Eksi faiz dışında parasal genişleme devam ediyor. BDDK verilerine göre, son bir aylık kredi ve mevduat büyümeleri 400-500 milyar civarında. Özetle, yerli yatırımcı için borsa önemli bir alternatif olarak geçerliliğini koruyor. Yılbaşından bu yana faiz, döviz, altın gibi yatırım araçlarındaki getirilere bakılınca enflasyona galip gelen yatırım aracı yok. Ancak enflasyona en yakın getiri yaklaşık %37 kazanç ile Borsa İstanbul’da (BIST100 Endeksi’nde). Yabancı yatırımcı çıkışları ise miktarı son hafta azalmakla birlikte kesintisiz sürüyor. TCMB verilerine göre 27 Mayıs ile biten haftada; Hisse senetlerinden 40.9, tahvil bonodan(DİBS) 55 milyon dolarlık çıkış söz konusu. Borsada yaşanan çıkışa tamamen yerli çıkışı demek yerinde olacak.

Son aylarda açıklanan ekonomik verilerde gerileme ve zayıflama görülüyordu. Bu Fed başta olmak üzere merkez bankalarının faiz artırım ve parasal sıkılaşma politikalarının yansıması olarak görülüyor. Cuma günü açıklanan ABD mayıs ayı tarım dışı istihdam verisi ise beklentinin üzerinde ama nisan verisinin altında bir rakam. Perşembe günkü ABD ADP özel sektör istihdamı mayıs ayı için 128 bin olarak (beklenti 300 bin, nisan 247 bin) açıklanmış ve salgın hastalıktan bu yana en düşük veri olarak kayda geçmişti. ABD ekonomisi ilk çeyrekte %-1.5 daralmıştı. Küresel ekonomiye dair yavaşlama emareleri görülürken Türkiye’nin ilk çeyrek büyümesi yıllıkta %7.3, bir önceki çeyreğe göre ise %1.2 büyüme oldu. Ekonomi yönetiminin bir süredir faizi düşük tutarak enflasyondan çok büyümeyi önceye alan politikadan yana olduğu biliniyor. İvme kaybetse de büyüme korunuyor. Bu durumda cari açık ve enflasyondaki yükseliş bir süre daha gündemde kalacak demektir. Fed’in dozu azalıp artmakla birlikte stagflasyon ve resesyon tartışmalarına rağmen sıkı para politikasında değişim yok. Ekonominin seyrine göre sonbahar gibi bir değişim olur mu, faiz artırım sürecine ara verilir mi? Bu bugünün konusu değil. Beklenti en az birkaç ay daha 50 baz puanlık faiz artırımı yönünde. Piyasalar da bunu kabullenmiş ve gardını almış görülüyor. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası’nın Perşembe günü yapacağı toplantı yakından izlenecek. Faiz artırımı için temmuz işaret edilse de toplantı sonrası yapılacak açıklamalar önümüzdeki döneme ilişkin projeksiyon açısından oldukça önemli olacak. Faiz artırımları ve Rusya olayının etkileriyle ekonomide bir durgunluğa yol açar mı kaygısı ise sürüyor. Enflasyon yükselmeye devam ederken faiz artırımı dışında çok da seçenekleri yok gibi. Almanya’da mayıs enflasyonu (TÜFE) %8.7 ile 50 yılın en yükseğine çıkarken Euro Bölgesi’nde ÜFE ise nisan ayında %1.2, yıllıkta %37.2’ye yükseldi. Önümüzdeki Cuma günü ABD mayıs enflasyonu açıklanacak. Beklentiler %8.1 seviyesinde yoğunlaşıyor. Nisan %8.3, mart ayında %8.5 idi. Beklendiği gibi mayıs enflasyonu %8.1 gelirse enflasyonda zirvenin görülüp görülmediği tartışmaları tekrar başlayabilir. ABD ve küresel ekonomiye yönelik olarak, Tesla’nın CEO’su Elon Musk ile JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’un karamsar tahminleri oldukça dikkat çekti.

Cuma günü Türkiye mayıs enflasyonu artış hızında ivme kaybı yaşansa da devam eden kur artışları, açılan TÜFE-ÜFE makası, enerji ve akaryakıt zamları nedeniyle enflasyonda zirvenin gerçekleştiğini söylemek için henüz oldukça erken görülüyor. Petrol fiyatlarında, S. Arabistan ile BAE’nin Rusya’dan doğacak arz açığını kapatabilecekleri yönündeki açıklamalar ile yaşanan kısa bir geri çekilme yaşanmıştı. Ancak geçen hafta tekrar yükseliş görüldü. Yükselişte Avrupa Birliği’nin Rusya’dan petrol ithalatına kısmi yasağın da bulunduğu yaptırım paketini onaylaması ve ABD ham petrol stoklarında azalmanın etkileri önemli. S.Arabistan’ın petrol fiyatlarını düşürme çabası ABD tarafından olumlu karşılanırken ABD Başkanı Biden’ın ay sonunda
S. Arabistan’ı ziyaret edeceği bildirildi.

Piyasalarda iyimserlik korunmakla birlikte borsalarda destek seviyelerine geri çekilmelerde tepki alımlarının görüldüğü, ancak direnç seviyelerini geçilmekte zorlanıldığı piyasa görünümü öne çıkabilir.