Haftalık Borsa Yorumları – (29 Ağustos – 2 Eylül 2022)

Banka hisseleri öncülüğünde Borsa İstanbul’da çıkış trendi devam ediyor.

Yüksek hacim ve genele yaygın bir hareket var. Bankacılık hisselerinin yılın ilk yarısına ait parlak bilançoları çıkışa zemin hazırlamış durumda. Bankalar tarihinin en yüksek kârlarına ulaşırken fiyat kazanç ve piyasa değeri/defter değeri (PD/DD) gibi bilanço değerleme oranları halen düşük (iskontolu) görünümünü koruyor (tavsiye değildir). BIST100 Endeksi’nin fiyat kazanç oranı ortalaması 5.8 iken bazı banka hisselerinde yaşanan sert çıkışa rağmen fiyat kazanç oranı halen bunun oldukça altında. Geçen hafta bankacılık sektöründe görülen yüksek primde biraz da TCMB’nin kredi düzenlemesi sonrası tahvil bono faizlerindeki düşüşün payı var. Ellerinde tahvil bono (DİBS) bulunduran bankaların menkul kıymet faiz gelir artışına bağlı olarak önümüzdeki dönem bilançoları için kâr beklentileri olumlu etkilenmiş durumda. Çıkış hareketiyle birlikte hisse değişimi olup olmayacağı veya lokomotif işlevini bankalardan diğer grupların alıp almayacağını izleyip göreceğiz. Bununla birlikte yabancı kaynaklı para girişleri devam ediyor. TCMB verilerine göre 19 Ağustos ile biten haftada yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 366 milyon dolarlık alım yaptılar. Bu 9 aylık periyotta en yüksek tutarlı haftalık alım oldu. Ağustos ayının ilk üç haftasında toplam yabancı alım tutarı 724 milyon dolara ulaştı. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı %35 seviyesinin üzerine çıktı ve haziran ayındaki seviyesini yakaladı. Ağustos başında %32.74 seviyesini görmüştü. Dış borsalardan olumlu ayrışma gösteren Borsa İstanbul’daki çıkış hareketinin devamı için öncelik para girişlerinin sürmesinde olacak. Bunun yanında iskontolu hisse senetlerinin fazla olduğu yönündeki değerlendirmeler ve enflasyona karşı getiri arayışı borsadaki çıkışa katkı yapan gerekçeler. Bundan sonraki seyri için bir şey söylemek zor ama yatırım araçlarının yılbaşından bu yana getirilerine bakıldığında borsa diğerlerinden açık ara önde. Geçtiğimiz dönemlerde gündem, dış piyasalar, beklenti ihtiyacı gibi parametrelere duyarlılık para girişlerinin etkisiyle oldukça zayıflamış durumda. Şimdilik bu görünüm korunsa da süreklilik gösterecek bir durum değil. Piyasalar bir süre sonra olağan değerlendirme kriterlerine dönecektir.

Dış piyasalar önemli ölçüde Fed kaynaklı gelişmelerin etkisinde kaldı. Jackson Hole toplantısında Fed Başkanı Powell’ın konuşması borsaları sarstı. Parasal sıkılaşmanın devamı vurgusu nedeniyle ABD dolarında değerlenme, altın ve euroda zayıflama görüldü. Petrol fiyatında ise Suudi Arabistan’ın önümüzdeki OPEC+ toplantısında üretim kısılması çağrısına bazı üyelerin destek vermesi yükselişi beraberinde getirmişti. Ancak Brent Petrol 100 doları geçemedi ve geri çekilme yaşadı. İran ile nükleer anlaşmanın yakın olduğu haberlerine rağmen İran petrolünün piyasaya gelmesi olasılığı henüz fiyatlamalara dahil olmadı. Avrupa’da sıkıntılı süreç enerji krizi, kuraklık, yüksek enflasyon ve resesyon kaygılarıyla devam ediyor. Bu durum euronun zayıf kalmasının nedenleri arasında. Asya piyasalarında ise dalgalı bir seyir var. Çin Merkez Bankası’nın faiz indim kararının ardından ekonomiye destek isçin 146 milyar dolarlık teşvik paketi açıklandı.

Türkiye’nin 2022 yılı 2.Çeyrek büyümesi (GSYH) 31 Ağustos Çarşamba günü açıklanacak. Beklentiler %7.5 büyüme şeklinde. Borsa İstanbul’da bu yılın ilk yarısına ait olumlu gelen bilançolar zaten Türkiye ekonomisinin seyri hakkında bir görüş veriyor. Ayrıca TCMB’nin düşük faiz politikası ekonomideki büyümeyi destekleyen bir gelişme. Diğer yandan Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminde dalgalanma sürüyor. Önce 900, sonra 650 seviyesi, tekrar 800 ve sonrasında 700 seviyelerine çekilme gibi oldukça dalgalı bir seyir var. Türkiye’nin 10 yıllık eurobond faiz oranında da benzer görünüm hakim. 10.00 seviyelerine yakın bölgede işlem görüyor. Borsadaki bahar havasına rağmen döviz kurlarındaki yükseliş hareketinin sürüyor olması dikkat çekici bir durum. 19 Ağustos haftası için TCMB tarafından açıklanan brüt rezervler 112.3 milyar dolar (önceki 113.7), bankalardaki döviz mevduatı 213.8 milyar dolar (önceki 217.1) oldu. Makroekonomik verilerin piyasalar üzerindeki etkileri bu dönem için oldukça sınırlı. Borsa İstanbul’daki olumlu havaya rağmen döviz kurlarındaki yükselişin sürüyor olması dikkat çekici. Bu görünümü daha çok Türkiye’nin döviz dengeleriyle izah etmek mümkün. Piyasaların genelini kapsayan bir iyimserlik söz konusu olması durumunda döviz kurlarında da bunun etkilerini olması beklenirdi. Olumlu havanın sadece borsa ile sınırlı kalması ve diğer piyasa parametrelerinde görülmemesi kayda değer bir durum. Dış borsalardaki olumsuz görünüme rağmen para girişlerine bağlı olarak Borsa İstanbul’daki iyimserlik sürüyor. Çıkışın devamı için para girişlerinin sürmesi gerekecek. Bu açıdan çıkışa öncülük eden bankacılık hisselerinin seyriyle hacim artışı ve çıkışa katılım konusunun ayrıca izlenmesine yarar var. Fed Başkanı Powell’ın konuşması sonrası dış piyasalardaki görünümün içeriye de yansımaları olabilir.