Haftalık Borsa Yorumları – (28 Şubat – 4 Mart 2022)

Rusya-Ukrayna savaşı piyasaları dalgalandırmaya devam ediyor.

Rusya, Avrupa ve Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da önemli enerji ve tahıl tedarikçilerinden biri. Rusya geçtiğimiz dönemde bir hazırlık yaptığı da anlaşılıyor. Rusya Merkez Bankası’nın son olarak rezervleri 639.4 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Olası bir ambargoya beş yıl dayanacak bir ekonomik modelleme yapıldığına dair haberler mevcut. Ayrıca Avrupa’ya sattığı doğal gaz ve petrolün Avrupa için önemi malum. Şubat ayının ilk günlerinde Kış Olimpiyatları’nın açılışı için Pekin’e giden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile görüşmüş ve daha fazla doğal gaz satışı dahil çok sayıda anlaşma hazırlığında olduğu açıklanmıştı. Bu görüşmede Rusya’nın Tayvan konusunda da Çin’i desteklediği ve Çin’in kendi parçası olarak gördüğü Tayvan’ın bağımsızlığının kabul edilemeyeceği, yönünde açıklamalar geçmişti. Rusya bir bakıma Çin ile ittifak kurmuş görülüyor. Zaten Ukrayna olayına Çin’in sessizliği, işgal demekten kaçınması bundan sebep olsa gerek. Tam pandemiden çıktık çıkıyoruz derken Rusya-Ukrayna, bir de üzerine Çin Tayvan meselesi gelir mi onu tahmin etmek zor. Ancak görülen şu ki; Rusya’ya karşı yaptırımlar ağırlaşıyor ve savaş zorlaşıyor. Buradan piyasalar için bir çıkarım yapacak olursak, belirsizlik sürüyor. Rusya, Kırım gibi Ukrayna’yı önce işgal, sonra ilhak mı edecek? Yoksa kendine ait bir yönetim oluşturduktan sonra geri mi çekilecek, bilinmiyor. Rusya’dan ilk gelen açıklamalar sanki ikinci şıkkın daha olası olduğunu gösteriyor. Bir başka olasılık da Batı’nın Ukrayna’ya desteğiyle Rusya’nın başarısız olması. Piyasaların seyri de biraz savaşa ve Rusya’nın nasıl bir yol izleyeceğine bağlı olacak. Savaşın sürmesi ve genişlemesi, her ne kadar ilk olumsuz fiyatlamalar yapılmış olsa da piyasaları baskı altında tutabilir. Bir başka ihtimal, müzakere yolunun açılıp bir anlaşma zemini doğarsa bu durum piyasalara olumlu yansımalar gösterecektir.

ABD Merkez Bankası (Fed) son toplantısında para politikası konusunda kendine bir yol haritası çizmişti. Mart ayından itibaren varlık alımlarının sonlandırılması, faiz artırımlarının başlaması ve sonraki süreçte de bilanço küçültme operasyonlarının başlaması yönünde karar alınmıştı. Hatta Fed yetkilileri ve bazı ABD’li yatırım bankalarının 25 veya 50 baz puanlık adımlarla 5’den 9’a kadar varan faiz artırım sayılarını tartışılıyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle bu kararın değiştiğine yönelik henüz net bir açıklama yok. Daha erken. Bu durum 15-16 Mart tarihlerinde yapılacak Fed toplantısında netleşecektir. Ama bu arada Fed para politikası konusunda bazı açıklamalar gelmeye başlamadı değil. Bu açıdan Fed Başkanı Powell’ın Çarşamba ve Perşembe günkü Kongre konuşmaları önemli olacak. Son 40 yılın en yüksek enflasyonunu yaşayan ABD, emtia fiyatlarının Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak yükselmesi nedeniyle şimdi daha yüksek bir enflasyon ile karşı karşıya kalacak. Bu durum elbette faiz artışını zorunlu kılacak. Zaten 2022 yılı için küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisi vardı. Savaş bunu biraz daha yavaşlatabilir mi? Bu durumda faiz artışı ekonomiyi daha durgun yapmaz mı? Durgunlaşan ekonomi yanında yüksek enflasyon akla hemen “stagflasyon” riskini getiriyor. Bu aşamada merkez bankaları için zor bir karar ve ikilim söz konusu. Fed toplantı tarihine kadar Rusya-Ukrayna olayı bir netlik kazanırsa piyasalar da önünü görecektir. Avrupa Merkez Bankası Üyesi Robert Holzmann ise, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin Avrupa Merkez Bankası’nın parasal gevşemeden çıkışını geciktirebileceğini ancak durdurmayacağını, söyledi. Görüşler tahminler böyle. Bakalım süreci takip edip göreceğiz. Ancak şurası bir gerçek, enflasyon yükselişini sürdürecek gibi görünüyor, bu duruma merkez bankaları pek kayıtsız kalamaz.

Rusya ve Ukrayna’dan sonra bu savaştan en fazla etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye. Doğal gaz ve petrol ithalatında Rusya ilk sırada yer alıyor. Ayrıca buğday ithalatının yüzde 90’a yakın kısmı Rusya ve Ukrayna’dan. Turizmde Rusya ilk sırada. 2021 yılında 4.7 milyon Rus turist geldi. Toplam turist sayısı yaklaşık 24 milyon olduğuna göre Rus turistin önemi daha iyi anlaşılıyor. Bu yıl cari açık ve TCMB’nin rezervlerini kuvvetlendirmek açısından TL’nin de değer kaybının etkisiyle turizme fazlaca umut bağlandı. 40 milyar dolarlık turizm geliri hedef olarak dillendirilen bir rakamdı. Enerji faturası büyüyecek, küresel ekonomideki olası enflasyon yükselişinden Türkiye de muhtemelen payına düşeni alacaktır. Ancak bu değerlendirmeler için erken, savaşın sonuçlarını değerlendirme açısından daha sağlıklı olacaktır.

3 Mart Perşembe günü TUİK tarafından açıklanacak Şubat ayına ait enflasyon yakından izlenecek. Ocak ayında %11.10 gelmiş yıllık enflasyon 48.69 seviyesine yükselmişti. Şubat ayı için piyasa beklentisi, aylık %4, yıllıkta %52 civarında. Ama sürprizler de olabilir. Ayrıca 4 Mart’ta ABD Şubat ayı tarım dışı istihdamı açıklanacak. Beklentiler 438 bin. (geçen ay 467 bin) Fed para politikası için istihdam ve enflasyon verilerinin önemi malum.

Piyasalarda yön konusunda savaşın seyri büyük öneme haiz. Bu açıdan yatırım araçları ve emtia fiyatlarında dalgalı seyrin devamıyla birlikte yön arayışı sürebilir.