Haftalık Borsa Yorumları – (28 Haziran – 2 Temmuz 2021)

Piyasalarda ana gündem ABD Merkez Bankası (Fed) olmaya devam ediyor. Ancak dış piyasalarda bu etkinin azalmaya başladığı görülüyor.

Son Fed toplantısı sonrası yapılan açıklamalar erken parasal sıkılaştırma olasılığı yönünde algılanmış ve piyasalar üzerinde dalgalanmaya neden olmuştu. Dikkat çeken nokta iç piyasaların dışarıdan Cuma günü itibariyle olumsuz ayrışması oldu. ABD 10 yıllık bono faiz oranı referans olarak izlenmeye devam ediyor. ABD 10 yıllık bono faiz oranındaki yükseliş gelişen ülke piyasaları ve aynı piyasada yer alan Türkiye için istenmeyen bir durum. Gelişen ülkelerden Meksika Merkez Bankası geçen hafta faiz oranını 25 baz puan artırarak %4.25’e çekti. Bu durum Fed’in olası para politikası değişikliğine karşı atılmış bir adım olarak görülebilir. Son gelişmeler TCMB’nin 14 Temmuz toplantısında faiz indirim olasılığı zayıflatan bir durum. ABD’de tahvil faizi yükselip gelişen ülke piyasalarında faiz artırım hamleleri gelirken ve iç piyasalarda döviz kurları yükselirken faiz indirimi çok zor olacak. Bu açıdan haziran enflasyon verileri de önemli olacak.

Diğer yandan Fed yetkililerinden gelen ve bazen birbiriyle çelişen mesajlar da geliyor. Fed Başkanı Powell ile birlikte bir çok Fed bölge başkanı var. Ayrıca eski bir Fed Başkanı olan ABD Hazine Bakanı Yellen’ın açıklamaları da önemli. Powell, ekonomideki gelişmelere göre para politikasını ayarlamaktan yana ve değişime açık mesajlar veriyor. Diğer yandan Hazine Bakanı Yellen gibi enflasyondaki yükselişi geçici görenlerden. New York Fed Başkanı John Williams, ABD ekonomisinin hala maksimum istihdamdan uzak olduğu ve faiz oranlarını değiştirme zamanının gelmediği görüşünde. Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan, “Varlık alımını azaltmanın erken başlayacağını öngörüyorum” dedi. Boston Fed Başkanı Eric Rosengren, “Uzun süreli çok düşük faiz oranları insanları risk almaya teşvik ediyor, ev fiyatlarındaki artış, son konut krizinin yükselişi ve çöküşü sırasındaki artışa benziyor, ancak bu model bu sefer mutlaka tekrarlanmayabilir” dedi. Bir bakıma 2008 mortgage hatırlatması gibi. Farklı görüşler de olsa hepsi aslında piyasayı bir politika değişikliğine hazırlama amacına hizmet ediyor. Bundan sonra Fed bir politika değişikliğine gitse de sürpriz olmayacak. Aynı şekilde belki uzun bir süre daha mevcut politikayı korusa da sürpriz olarak algılanmayacak. Ama Fed niyetini göstermiş, piyasadaki kurum ve oyunculara pozisyonlarını ayarlamaları için uyarısını yapmış oldu. Gerisi artık piyasaya kalmış. Herkes kendi öngörüsü ve konumuna göre gardını alacak.

TCMB tarafından açıklanan 18 haziran haftasına ait yurtdışı yerleşiklerin hisse senetleri ve tahvil bono verilerinde toplamda 6.8 milyon dolarlık bir çıkış görüldü. Bu durum yabancı yatırımcıların Fed toplantısı sonrası Türkiye’de ciddi bir hamle yapmadıklarını, kararsız veya beklemede kaldıklarını gösteriyor. Borsa İstanbul’da pay bazında yabancı takası % 43 seviyesinin biraz üzerinde. 26 Mayıs tarihinde % 41.84 seviyesindeydi. Yine aynı hafta TCMB verilerine göre, bankalardaki yabancı para mevduatında gerileme, TCMB brüt rezervinde ise yükseliş görüldü. Yabancı para mevduatı, 18 Haziran 2021 haftasında 225.9 milyar dolar olarak açıklandı. Bir önceki hafta 228.4 milyar dolar seviyelerindeydi. TCMB brüt rezervleri, 18 Haziran 2021 haftasında 97.3 milyar dolar iken bir önceki hafta 94.8 milyar dolardı.

Bankalardaki yabancı para mevduatında parite ve rezerv artışında ise Çin ile yapılan swap işleminin etkisini veya katkısını dikkate almak yerinde olacak. TCMB kaynaklı açıklamalarda 4 ülke merkez bankasıyla swap görüşmelerinin sürdüğü açıklanmıştı. Bu açıklama ve verilerin döviz kurları üzerinde düşüş yönünde bir etkisi olmaması kayda değer bir durum. Diğer dikkat çekici taraf ise ABD doları dış piyasalarda yatay seyir izlerken dolar/TL kurundaki yükseliş görülmesi. Dış borsalardaki yükseliş gücünü korurken Borsa İstanbul’da zayıf görünüm sürüyor.