Haftalık Borsa Yorumları – (27 Nisan – 1 Mayıs 2020)

Borsada kâr satış denemelerine rağmen tepki yükselişi sürüyor.

Gösterge tahvil faiz oranında yükseliş yerini yatay seyre bırakırken döviz kurlarında yükseliş devam ediyor. Borsalarda düşük faiz ve bol likiditeden kaynaklanan olumlu seyir sürüyor. Reel ekonomiler ise durgunluğu daha derinden hissetmeye başladı. Piyasalar küresel olarak en büyük ekonomi olan ABD verilerini yakından izliyor. Son ABD haftalık işsizlik verileri önceki haftalara göre biraz gerileyerek 4.4 milyon olarak gerçekleşirken beş haftalık toplam 26.5 milyona ulaştı. Fed’in üç ay içinde 47 milyon kişi işsiz kalacak tahmini vardı. Merkez bankaları ve devlet bütçeleri ekonomideki durgunluğun etkilerini azaltmak için finans desteği sağlamaya devam ediyor. ABD 484 milyar dolarlık yeni yardım paketini devreye aldı. Merkez bankaları piyasaya para vermeye devam ederken devlet bütçelerinde açıklar artıyor. ABD Merkez Bankası (Fed) bilanço büyüklüğü 6.5 trilyon doları geçti, TCMB emisyon kalemi 210 milyar TL’ye ulaştı. Mart ayında Türkiye özelinde Hazine 40, bütçe 43 milyar TL açık verdi. Virüse karşı aşı veya ilaç tarafında şimdilik bir umut yok. Ancak sürecin pik yapması sonrası etkileri zayıflarsa, ekonomilerin mayıs gibi faaliyete başlaması bekleniyor. Bazı ülkelerde kısmen başladı. Türkiye için daha çok bayram sonrası öne çıkmış görülüyor.

Diğer taraftan Merkez Bankası (TCMB) beklentilerin üzerinde 100 baz puanlık faiz indirimine gitti. Karar sonrası gerçekleşen enflasyon (TÜFE) yüzde 11.86 ile TCMB politika faizinin yüzde 8.75 olduğu dikkate alınırsa makasın biraz daha açıldığı görülecektir. Bu açıdan bakılınca önden yüklemeli faiz indiriminde; enflasyon düşüş beklentisi ve dezenflasyon ile birlikte zayıflayan ekonomiye destek vermek amacı öne çıkmış görülüyor. Enflasyonun çok altında faiz vermek artan bütçe açığı ve borçlanma gereğini göz önüne alırsak ilk bakışta borçlanmalarda bir sıkıntı yaratır mı sorunu akla getirebilir. Ama dış dünyada faizin çok düşük olduğu ve düşük kalacağını kabul edersek bu aşamada bir sıkıntı olarak karşımıza gelmesi biraz zor. Bu noktada Türkiye’nin tekrar 600 seviyelerine ulaşan risk primine (CDS) dikkat etmekte yarar var. Ancak daha pahalı borçlanmak söz konusu olabilir. Dış finansman ihtiyacının karşılanmasında swap işlemelerine umut bağlanmıştı, hala da bu umut korunuyor. Fakat henüz bu yönde bir gelişme yok. Dış kaynak girişi, miktarı da önemli olmak üzere piyasa fiyatlamaları özellikle döviz kurları olmak üzere oldukça önemli. Rezervlerdeki gerileme ve haftalık bazda büyük montanlı olmasa da sıcak para çıkışları devam ederken bankalardaki döviz mevduatında hafif bir yükseliş söz konusu. Diğer yandan bilanço açıklanma süreçleri devam ediyor. Ekonomilerde son yaşananları dikkate alırsak gıda ve sağlık gibi kriz etkisini daha az hissedecek belli sektörler dışında çok iyi bilançolar görmek biraz zor olacak. Bu açıdan hisse seçiminde daha seçici davranmak gerekecek. Borsalarda olumlu seyir korunuyor.

Endeks tepki yükselişi devam ediyor. İlk destekler 96.500 ve 94.600 seviyelerinde. 96.500 seviyesinin üzerinde tepki çıkışı gücünü koruyacak. İlk direnç ise 100.000 ve 104.000-105.000 seviyelerinde bulunuyor. 104.000-105.000 daha önemli. Bu seviyelerde satışlar görülebilir. Sonraki direnç seviyesi 108.500 olarak görülüyor. Endekste çıkış hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.