Haftalık Borsa Yorumları – (20-24 Aralık 2021)

Borsa İstanbul’da gelen satışlarla son dönemdeki kazançların bir kısmı geri verildi. TCMB tarafından yapılan satış yönlü müdahalelere rağmen dövizdeki yükseliş korunuyor. Müdahale gelince kısa süreli bir geri çekilme, sonrasında tekrar çıkışa devam görünümü hakim. Para (döviz, faiz) ve sermaye (hisse senetleri) piyasalarının birbirine alternatif olması açısından zıt yönde hareket etmesi işleyiş gereği olağan bir durum. Ancak son dönemde bu korelasyon biraz değişti. Her yatırım aracının kendine has sebepleri var. Cuma günü borsada görülen düşüş ve döviz kurlarında yükselişe bakarak olağan seyre dönülüyor demek için henüz erken. Hisse ve borsa endekslerinde 90 dereceye yakın dik açılı çıkışlarda dönüşler de çoğu zaman benzer şekilde olur. Ancak teknik bir düzeltme ve kâr satışı mı? Yoksa dönüş hareketi mi, sorusunun cevabı büyük ölçüde önümüzdeki hafta netlik kazanacak. Bununla birlikte dikkat çeken diğer detaylar, Borsa İstanbul’un son günlerde ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalardan pozitif yönde ayrışması, yabancı yatırımcı payının gerilmesi ve gündeme duyarsızlaşmasıydı. Son iki haftadır BIST100 Endeksi yeni zirveler denerken TCMB verilerine göre yabancı yatırımcılar satış tarafında görüldüler. Ayrıca dış borsalardaki çıkışın zayıflamasını da eklemek gerekir. Borsalarda genelde güçlü trendler fiyatlamaya konu olabilecek güçlü beklentiler ile oluşur. Borsa İstanbul’da son dönemde en fazla kullanılan algı, dolar bazında ucuz olması yani borsadaki çıkışın TL’nin değer kaybına endekslenmesi oldu. İlacın yan etkisi gibi bakacak olursak; TL’nin değer kaybının ihracata ve ekonomik büyümeye katkısı dışında kur geçişkenliğine bağlı olarak enflasyon ve döviz borçlarının TL karşılığındaki artış ile finansman yükü gibi yansımaları da söz konusu.

Bilindiği üzere TCMB beklendiği üzere politika faiz oranını bir puan indirerek yüzde 14.00 seviyesine çekti. Kasım toplantısında bunun sinyalini zaten vermişti. Bu açıdan sürpriz yok. Toplantı sonrası yapılan basın duyurusundan anlaşılan 2022 mart ayı sonuna kadar faiz konusunda bekle gör dönemine geçilmiş görülüyor. Yine de gelişmelerin ne getireceğini kestirmek bu aşamada zor. Gündem ve piyasa dengeleri çok hızlı değişebiliyor. Piyasaların dikkati önümüzdeki hafta yine döviz kurları üzerinde olacak.

ABD Merkez Bankası (Fed) son toplantısında, varlık alımlarındaki azatlım 30 milyar dolara çıkarırken 2022 mart ayında sürecin tamamlanması öngörüldü. 2022 yılı için 3, 2023 yılı için 3 olmak üzere 2023 yılı sonuna kadar 6 faiz artırımı olabileceği olasılığı dillendirildi. Fed yol haritasını açıklarken bu konudaki belirsizlik azaldı. Bu durum dış piyasalara olumlu yansıdı. Yapılan doğru iletişim sonuç verdi. Avrupa Merkez Bankası ise faizde beklendiği üzere değişime gitmedi. Başkan Lagarde’ın “2022 yılı için faiz artışı olası değil” açıklaması önümüzdeki döneme ilişkin para politikalarında Fed ile ayrışma göstermesi açısından önemliydi. Ancak öncü merkez bankalarının büyük ölçüde Fed’in para politikasıyla uyumlu olunduğu bilinen bir durum. Zaman içinde bu uyum sağlanabilir. Diğer yandan İngiltere, Rusya, Meksika merkez bankaları geçtiğimiz hafta faiz artırımına gittiler. Dış dünyada para politikalarında sıkılaştırma adımları atılmaya devam ediliyor. 2022 yılı için dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülkeler için dış koşullar biraz daha zorlaşacak gibi. Ancak pandemide mutasyonlar gibi beklenmedik durumlar olursa projeksiyonlarda değişimler olabilir. İç piyasalarda dalgalı seyirle birlikte yön ve denge arayışı sürebilir.