Haftalık Borsa Yorumları – (19-23 Nisan 2021)

Küresel ekonomilerde devam eden toparlanma eğilimi dış piyasalarda iyimserliği destekliyor.

Ayrıca devam eden merkez bankalarının düşük faiz ve parasal genişleme politikaları olumlu havaya önemli katkı sağlıyor. Diğer yandan son dönemde piyasalar tarafından yakından izlenen ABD uzun vadeli tahvil faiz oranları ise gerilemeye başladı. ABD 10 yıllık bono faiz oranı, geçtiğimiz günlerde ekonomilerde ivme kazanan büyümeye bağlı olarak enflasyondaki yükseliş beklentileriyle sert yükseliş göstermişti. Ancak geçen hafta itibariyle geri çekilme gözlendi. Faiz düşüşünde, ekonomideki ısınmaya ile birlikte enflasyonun beklenenden daha hızlı artacağı ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal sıkılaşmaya daha erken başlayabileceği kaygılarıyla geçtiğimiz hafta ABD tahvil ihalelerine gelen talep ve başarılı ihale sonuçları etkili oldu. ABD tahvil faiz oranlarındaki yükseliş sermaye akışları açısından gelişen ülke piyasaları için de olumsuz bir görünümdü.

TCMB’nin ilk toplantısında piyasa beklentilerine paralel olarak gösterge faiz oranı değişime gidilmedi. Ancak toplantı sonrası yapılan basın duyurusu faiz kararından daha çok ilgi çekti. Toplantı metininde, önceki basın duyurularında yer alan “sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecek ve “gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacak” ifadelerinin yer almaması ilk tepki olarak temkinli karşılandı. Ancak, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir, açıklaması da şimdilik sıkı para politikasında değişim olmayacağı izlenimi verdi. Fakat enflasyon ile mevcut faiz oranını karşılaştırdığımızda TCMB faizi enflasyonun yaklaşık üç puan üzerinde. Sıkı para politikası duruşu ifadesi kaldırılıp yerine enflasyon üzerinde diye bir kriter konulması nedeniyle önümüzdeki toplantılarda faiz indirimi gelebilir gibi bir olasılığın dillendirilmesine neden oldu. Diğer yandan Borsa İstanbul’da geçtiğimiz iki haftada 2.4 milyar dolarlık çıkış 9 nisan haftasında az da olsa yerini girişlere bırakmış görülüyor. 9 nisan haftasında, hisse senetlerinde 46 milyon dolar çıkış, tahvil bonoda 77.9 milyon dolar giriş olmak üzere nette yaklaşık 32 milyon dolarlık yabancı girişi görüldü. Yabancı yatırımcıların hisse senetleri ve tahvil bono (DİBS) toplam tutarı yaklaşık 30 milyar dolar (22.7 hisse senetleri, 7.4 DİBS) seviyelerine kadar gerilemiş durumda. 30 milyar dolar her ne kadar azımsanmayacak bir rakam olsa da bu durum yabancı çıkışları açısından baskıyı biraz azaltacak bir durum olarak da görülebilir.

Borsa İstanbul’da dış piyasalara göre daha zayıf bir görünüm hakim. İç gündemin etkisiyle son dönemdeki tepki yükselişlerine rağmen dış borsalara uyum sağlamakta zorlanıyor. Diğer yandan bu görünümde yabancı çıkışlarının etkisini de dikkate almak gerekir. Borsa İstanbul’da yabancı payı yüzde 42 seviyelerine kadar çekilmiş durumda. Ancak dış piyasalarda iyimserlik sürerse olumsuz ayrışma azalıp yerini dışarıya daha duyarlı bir iç piyasa görünümüne bırakabilir. Borsa İstanbul’da son bir aylık süreçte yaşanan düşüşle, yüzde 8 civarında bir geri çekilme ve BIST100 hisseleri için 11.0 fiyat kazanç oranı dış borsalara göre ciddi bir iskonto olduğunu gösteriyor. İç piyasalarda toparlanma çabaları sürmekle birlikte henüz güç kazandığını söylemek için erken.