Haftalık Borsa Yorumları – (18-22 Temmuz 2022)

Yüksek enflasyon piyasaların gündeminde önemini koruyor.

ABD enflasyon verileri(TÜFE-ÜFE) beklentileri aştı. Enflasyon “pik” tartışmaları sonlanmış görülüyor. ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artırımına mart ayında, varlık alımlarını azaltmaya haziran ayında başlamıştı. Faiz artırımı ve likidite çekilişine rağmen enflasyon artış hızında düşüş olmadı, aksine hızlandı. ABD TÜFE verisi nisan ayında %8.3 idi. Merkez bankalarının parasal sıkılaşma politikaları talebin bastırılıp ekonomiyi soğutma tarafıyla ilgili bir hamle. Enflasyonun bir de arz yönü var. Rusya-Ukrayna savaşı, Çin’de tekrar baş gösteren ve Avrupa’ya da yayılan pandemiyle birlikte tedarik yollarındaki sıkıntılar arz yönünde henüz rahatlama olmadığını gösteriyor. Yüksek enflasyon biraz da kronikleşme ve müzminleşme eğilimi göstermeye başladı gibi. Talebi baskılamayı amaçlayan merkez bankalarının para politikalarının yanı sıra petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki sert düşüşlerin önümüzdeki dönemde enflasyon üzerinde etkilerinin görülmesi olasıdır. Yine de peşin hüküm vermek doğru olmaz, bekleyip görmek gerekir. Diğer yandan yüksek enflasyon ile ilgili tedirginliği yansıtan açıklamalar ardı ardına gelmeye devam ediyor. ABD Başkanı Biden’den, “ABD’de Haziran ayı enflasyonu kabul edilemez ölçüde yüksek, Fed’e enflasyonla mücadele konusunda gerekli alanı sağlayacağız” açıklaması geldi. ABD Hazine Bakanı Yellen, “ABD’de enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor ve bunu düşürmek yönetimimizin en önemli ekonomik önceliğidir.” dedi. Enflasyon dışında ekonomideki yavaşlama emareleri görülüyor. Cuma günü açıklanan Çin’in ikinci çeyrek büyümesi beklentilerin altında kaldı. İkinci çeyrekte %1.00 büyüme beklentilerine karşılık %0.4 büyüme gerçekleşti. Bir yandan yüksek enflasyon ile diğer yanda durgunluk sinyalleri. Görünüm bu çerçevede olunca dikkatler parasal sıkılaşma beklentileri artan merkez bankalarına çevrildi. 21 Temmuz’da Avrupa, 27 Temmuz’da Fed toplantıları var. enflasyon verileri sonrası Fed’in bu ayki toplantıda 75 baz puan artırım olasılığı daha da güç kazandı, ayrıca 100 baz puan artış olasılığı gündeme geldi. Avrupa Merkez Bankası’ndan 25 baz puan faiz artırımına kesin gözüyle balkırken 50 baz puan artırım gelirse de hiç sürpriz olmayacak. 21 Temmuz’da ayrıca TCMB toplantısı var. TCMB’den yüksek enflasyondan bağımsız, büyümeye öncelik veren politika nedeniyle faiz değişimi beklenmiyor.

Yüksek enflasyon ve devamında merkez bankaların parasal sıkılaşma politikalarına piyasalar tepki vermeye devam ediyor. Çıkış trendlerini kaybeden ABD ve Almanya gibi öncü borsalarda satıcılı seyir ve düşüş eğilimi hakim. Zaman zaman görülen çıkış denemelerini tepki olarak değerlendirmek gerekir. En belirgin fiyatlama emtialarda görüldü. Sanayi, tarım, maden, enerji emtiaları ve kıymetli metaller (altın, gümüş) düşüşteler. Resesyon ve stagflasyon gibi ekonomik yavaşlama beklentileri fiyatlanıyor. Altının ons fiyatı uzun bir aradan sonra geçen hafta 1.700 doların altını test etti. Altın bu düşüşle birlikte 2021-2022 yılı kazançlarının tamamına yakınını geri verdi. Son iki yılın dip fiyatı 1.677 dolar olarak görülüyor. Brent petrol 100 doların altına iyice alıştı. Geçtiğimiz perşembe günü 92 doları gördü, mart/2022 fiyat seviyelerine geri döndü. Bu gelişmede talebin zayıflayacağı varsayımı dışında ABD petrol stok artışları ve üretim artışlarının da etkisi var. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel petrol üretiminin Haziran’da bir önceki aya göre günlük 690 bin varil artarak 99 milyon 500 bin varile ulaştığını bildirdi. IEA’nın Haziran ayına ilişkin “Petrol Piyasası Raporu”nda, üretim artışında Rusya, ABD ve Kanada’nın yüksek üretiminin etkili olduğu belirtildi. Diğer yandan son gelişmelerin para birimleri üzerindeki yansımaları yakından izleniyor. Euro/dolar paritesi 20 yıl sonra ilk defa 1.00 seviyesini test etti, hatta bu seviyenin altını gördü. Euroda ciddi değer kaybı söz konusu. Bu gelişmede Fed’in faiz artırımında agresif tavrı, buna karşılık Avrupa Merkez Bankası’nın resesyon kaygısı ve Rusya’nın Avrupa ekonomisine olumsuz etkileri nedeniyle daha temkinli duruşu var. Diğer yandan, dış ticarette euro ağırlıklı gelir, dolar ağırlıklı gider yapısına sahip Türkiye için doların değerlenip euronun zayıflamasının olumsuz bir gelişme olduğunun altını çizmekte yarar var. Resesyon beklentileriyle ilgili bir diğer yansıma da ABD tahvil faiz oranlarındaki görünüm. Kısa vadeli tahvil (bono) faiz oranları uzun dönemli faiz oranlarının üzerine çıkmış durumda.

ABD’de ikinci çeyrek bilanço açıklamaları JP Morgan, Citigroup, Wells Fargo ve Morgan Stanley gibi şirketlerle geçen hafta başladı. Genelde zayıf ve beklentileri karşılamadı, Önümüzdeki günlerde Borsa İstanbul’da bilançolar açıklanmaya başlayacak. Bayram tatili ve yaz durgunluğu nedeniyle zayıf hacimli, volatilitesi düşük Borsa İstanbul’da bu yönde fiyatlamalar ile hisse bazlı hareketlilik artabilir. Yabancı yatırımcı payı uzun yılların en düşük seviyesi olan %33.15 seviyesine gerilemiş durumda. Bir diğer önemli gelişme, 900 seviyesini geçen Türkiye’nin CDS primi (risk primi) ve yükselişini sürdüren ve %11.00 seviyesinin geçen 10 yıllık eurobond faizleri.

İç ve dış piyasalarda tepki alım denemelerine rağmen dalgalı seyirle birlikte zayıf görünüm korunuyor.