Haftalık Borsa Yorumları – (14-18 Mart 2022)

Rusya-Ukrayna kaynaklı gelişmeler gündemde ilk sıralardaki yerini koruyor. Bu hafta ayrıca merkez bankalarına ilişkin haber akışları yakından da takip edilecek. 17 Mart Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve 16 Mart ABD Merkez Bankası (Fed) toplantıları ve faiz kararları var. Ayrıca İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları toplantıları da olacak. TCMB ve Fed toplantıları piyasalar açısından daha önemli. Hatırlanırsa, gösterge faizin yüzde 14’e çekildiği 17 Aralık 2021 tarihindeki TCMB toplantısının ardından, 2022 yılının ilk çeyreğine kadar izlemede kalınacağı, alınan tedbirlerin sonuçlarının görülmesi sonrası durumun tekrar değerlendirileceği yönünde açıklamalar yapılmıştı. Mart ayı geldi çattı. Şimdi yeni bir karar zamanı. Bu zaman zarfında önemli gelişmeler oldu. Karar aşamasında en önemli parametrelerden biri olan enflasyon (TÜFE) yüzde 54,4 seviyesine yükseldi. 17 Aralık’ta yıllık enflasyon (TÜFE) yüzde 21,3 idi. Enflasyonda yüzde 157 oranında bir artış var. Enflasyon ile TCMB gösterge faiz farkı 40 puanı aştı. (eksi faiz) Aralık toplantısında bu fark 7 puandı. Ayrıca Fed, mart toplantısından itibaren faiz artırımıyla birlikte varlık alımlarının azaltılması ve sonraki aşamada bilanço küçültmeye başlayacağını açıkladı. Fed parasal genişleme politikalarını bitiriyor. Geçen haftaki toplantıda Avrupa Merkez Bankası (ECB) benzer bir yol haritası açıkladı. Zira enflasyon kaygıları oldukça arttı.

Son olarak Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak başta petrol olmak üzere tarım, maden, sanayi, enerji emtia fiyatlarında sert yükselişler görüldü. Son 40 yılın enflasyonunu yaşayan ABD’de şubat enflasyonu (TÜFE) yüzde 7.9 olarak açıklandı. (Ocak’ta yüzde 7.5) Şubat enflasyon verilerine emtia fiyatlarındaki son artışlar dahil değil. Mart ayında muhtemelen daha yüksek olacak. Son günlerde ABD için çift haneli enflasyon tahminleri yapılmaya başlanmış bulunuyor. İç ekonomik gündemde ise döviz kurlarında tekrar yukarı yönlü ufak çaplı da olsa bir hareketlenme başlamış durumda. “Kur garantili mevduat paketinin” etkileri belli bir süre kurlar üzerinde baskı yaratmıştı. Bu şartlar altında TCMB’nin düşük faiz politikasını sürdürmesi zorlaşacaktır. Bu açıdan olası bir faiz artışını dikkate almak gerekebilir. Yine de 17 Mart Perşembe günü saat 14.00’ü beklemekte yarar var. 16 Mart toplantısında Fed’den 25 baz puanlık faiz artırımı beklentisi hakim. Yol haritasını Fed Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı sunumda açıklamıştı. Rusya-Ukrayna savaşına rağmen daha önce açıklanan takvimde bir değişim olmadığını teyit etmişti. Zira enflasyon çok yüksek ve emtia fiyatları savaş etkisiyle daha da yükselecek. Nitekim ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı nedeniyle enflasyonun bu yıl “rahatsız edici” düzeyde yüksek kalmasının beklendiğini, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin çok fazla belirsizlik olduğunu, resesyon beklemediğini, açıkladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ukrayna’daki savaş nedeniyle ortaya çıkacak arz açığıyla uluslararası gıda ve yem fiyatlarının yüzde 8 ile yüzde 20 arasında artabileceğini bildirdi. Merkez Bankaları ekonomideki büyüme mi, yoksa kontrolden çıkma riski bulunan enflasyon mu ikileminde. Ancak tercihini enflasyonun kontrol altına alınması yönünde kullanacakları sinyalini verdiler. Kontrolden çıkacak bir enflasyonun orta ve uzun büyümeyi tehdit edeceğini, ekonomiler üzerine getirecekleri yükleri tabi ki biliyorlar. Buradan Türkiye gibi dış finansman ihtiyacındaki ülkeler için bir çıkarım yapacak olursak, durumun daha sıkıntılı olacağını tahmin etmek zor değil. Finansman kaynakları daha kıt ve pahalı olacak.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar devam ediyor. Rusya da karşı hamleler ile cevap vermeye çalışıyor. Bu yönde her gün birçok haber akışı mevcut. Rusya’dan Batı’lı şirketler ve bazı bankaların çıkması, ambargolar, alternatif enerji kaynak arayışları, Rusya’nın bu şirketlere kamulaştırma girişimi, kredi not indirimleri ve sermaye kontrol uygulamaları bunlardan bazıları. Savaş ayrıca ekonomik savaşa dönmüş durumda. ABD ve Avrupa, Ukrayna’nın yanında sıcak çatışmaya girmeyeceklerini açıklamalarının ardından Rusya’yı ekonomik yaptırımlarla caydırmaya çalışıyorlar. Şu ana kadar sonuç vermiş değil. Geçen hafta, Ukrayna kaynaklı uzlaşma mesajlarının ardından Antalya’da iki ülke dışişleri bakanları arasında yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadı. Piyasalar barış için umutlanmış, petrol ve altın fiyatlarında geri çekilmeler, borsalarda ise tepki yükselişleri görülmüştü.

Görüşmelerden uzlaşı çıkmayınca piyasalar tekrar temkinli bir görünüme bürünmüştü. Ancak Cuma günü Rusya Devlet Başkanı Putin’den gelen “ Ukrayna ile yapılan barış görüşmelerinde pozitif gelişmeler var. Size detaylı bir şekilde anlatacağım” açıklaması kısa süreli bir iyimserliğe neden oldu. Tabi ki bu açıklamanın altının doldurulması gerekecek. Müzakerelerin süreceği açıklandı. Bununla birlikte, fiyatlamaların belli ölçüde yapılmış olmasına bağlı olarak savaşın piyasalar üzerindeki etkilerinin biraz azaldığını söylemek mümkün. Savaşın etkilerinin azalması görüşünü destekleyen gelişmeler olarak, ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda görülen düşüşün durması ve güçlü görülmese de yerini tepki yükselişlerine bırakması, altın ve petrolde yükselişlerin ardından kısa süreli satışların gelmeye başlamasını saymak mümkün. Bunla birlikte savaş şartları ve gerilimin henüz korunduğu notunu eklemek yerinde olacak.

Borsa İstanbul, son günlerde dış borsalara göre daha güçlü bir görünüm verdi. Dış borsalar düşüş yaşarken haftayı az da olsa primli kapattı. Enflasyona karşı korunma aracı olarak hisse senetlerinin öne çıkması, yabancı yatırımcıların azalması nedeniyle satış baskısının zayıflaması, bankalar ve bazı lokomotif şirketlerin 2021 yılı bilanço performanslarının iyi olması nedeniyle ucuz kalması gibi etkenler ilk akla gelen gerekçeler. Rusya’dan çıkan veya Rusya’ya gidecek sermayenin bir kısmının Türkiye’ye yöneldiği veya yönelebileceği konusundaki spekülasyonlar sürüyor. Hangisinin daha baskın olduğu konusu tartışma götürür. Ama diğer yandan 4 Mart ile biten haftada yabancı yatırımcılar, hisse senetlerinde 309.2 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 181.4 milyon dolarlık satış görüldü. Borsa İstanbul’da hisse senetlerindeki yabancı payı yüzde 37.83 seviyesine çekildi. TCMB verilerine göre aynı haftada, brüt rezervler ve banka döviz mevduatlarında gerileme sürdü. TCMB brüt rezervleri 110.2 milyar dolar, bankaların yabancı para mevduatları 214.1 milyar dolar olarak kaydedildi. Cari denge ise Ocak’ta 7.1 milyar dolar oldu. Dış ticaret açıkları ve enerji faturasının kabarması nedeniyle cari açık bir süre daha devam edebilir.

Piyasalarda dalgalı seyirle birlikte yön arayışı ve toparlanma çabaları sürebilir.