Haftalık Borsa Yorumları – (13-17 Eylül 2021)

Merkez bankaları kaynaklı açıklamalar piyasaların gündeminde ilk sıralardaki yerini koruyor. Avrupa Merkez Bankası’nın geçen haftaki toplantısında beklendiği üzere faiz oranı sabit tutulurken başkan Lagarde’ın açıklamaları yakından izlendi. Tahvil alım programı 1.85 trilyon euro olarak kalması, alımların ılımlı yavaş bir patikada yapılacağı ve hızının azaltılacağı, vurgusu piyasalar açısından konuşmanın özü olarak görüldü. Bu söylemler biraz şahin yönü ağır basan, bekle gör modunda değerlendirildi. Muhtemelen ABD Merkez Bankası (Fed) tahvil alımlarının azaltılması ve para politikası değişikliği konusunda atacağı adımlar bekleniyor. O yönünde de zamanlama konusunda belirsizlik hakim. Beklentilerin oldukça altında gelen ABD tarım dışı istihdam verileri sonrası Fed yetkililerinden çok net mesajlar gelmedi. Tahvil alımlarının bu yılsonuna kadar azaltılması veya bir süre ertelenmesi yönünde görüşler mevcut. Ama tahvil alımlarının azaltılması yönündeki görüşler biraz daha ağırlıklı. Fed’in 22 Eylül toplantısı sonrası piyasalarda bu konuda bir netleşme beklenebilir. Ancak toplantıdan önce sonuçlarına göre salı günkü ABD ağustos enflasyon verisi önemli olabilir. Haziran ve temmuz aylarında ABD enflasyonu (TÜFE) yıllık yüzde 5.4, aylık yüzde 0.5 olarak açıklandı. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise Ağustos’ta aylıkta yüzde 0.7 artarken yıllıkta yüzde 8.3 ile 2010’dan beri en büyük yıllık artışı kaydetti. Ağustos TÜFE için beklentiler aylıkta yüzde 0.4, yıllıkta yüzde 5.3 civarında yoğunlaşıyor. Bu rakamı çok aşacak bir veri doğal olarak olumsuz, altında kalır ise olumlu algılanabilir. Enflasyon konusunda Fed’in beklentisi yükselişin geçici olduğu yönünde.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nın geçen hafta enflasyon konusunda yaptığı açıklamalar önemliydi. Kavcıoğlu’nun açıklamalarında manşet enflasyon yerine çekirdek enflasyonu öne çıkarması olası bir faiz indirim hazırlığı olarak görüldü. Bu durum döviz kurlarına yükseliş olarak yansırken Borsa İstanbul’a satış olarak etki etti. Hatırlanırsa, TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun enflasyon üzerinde faiz söylemleri vardı. Ağustos manşet enflasyonu (TÜFE) TCMB gösterge faizinin üzerine çıkmış, ağustos çekirdek enflasyonu %16.76 olarak açıklanmıştı. Bu açıdan TCMB Başkanı’nın açıklamaları faiz indirimi için bir alan açma olarak değerlendirdi. Bununla birlikte 23 Eylül’deki TCMB toplantısında faiz indirimi veya şimdilik sabit kalması yönünde farklı görüşler ve beklentiler oluşmaya başladı. Ancak piyasalarda fiyatlamanın ağırlıklı olarak faiz indirimi yönünde yapılıyor izlenimi hakim. ABD’de parasal genişleme sorgulanırken Türkiye’nin da dahil olduğu gelişen ülkelerden faiz artırımı ve enflasyonda yükseliş haberleri geliyor. Rusya’da enflasyon son beş yılın zirvesine ulaştı. Bu durum bu yıl beşinci kez faiz artırım olasılığını artırdı.

TCMB verilerine göre bankalardaki döviz mevduatı ve brüt rezervler artarken sıcak para girişleri sürüyor. 03 Eylül haftasında hisse senetlerine 98.8 milyon dolar, tahvil bonoya 41.8 milyon dolar yabancı girişi oldu. Tutar olarak yüksek olmazsa da hisse senetlerine son dört haftadır, tahvil bonoya ise son üç haftadır yabancı girişleri devam ediyor. Yine 03 Eylül haftasında bankalardaki yabancı para mevduatı bir önceki haftaya göre yaklaşık 2 milyar dolar artışla 238 milyar dolara ulaşırken TCMB brüt rezervleri 900 milyon dolar artışla 119 milyar dolar oldu. Özellikle toplam mevduatın yüzde 55’ine ulaşan bankalardaki döviz mevduatındaki artış kayda değer. Döviz kurları düşse de yükselse de çözülme bir yana artış sürüyor. Döviz kurlarındaki geri çekilmelerin daha kalıcı hale gelmesi için bankalardaki döviz mevduatındaki artışın yerini çözülmeye bırakması önemli olacak.

Piyasalar yön konusunda öncü merkez bankalarının para politikalarında atacağı adımlara odaklanmış durumda. Bu açıdan karar etki edebilecek veriler de fiyatlama üzerinde etkili. Dışarıda risk iştahı azaltırken iç piyasalarda döviz kurlarındaki yükseliş Borsa İstanbul’daki algıyı zayıflatmış durumda.