Haftalık Borsa Yorumları – (12-16 Temmuz 2021)

Dış piyasalar ile iç piyasalar arasındaki uyumsuzluk sürüyor. Uyumsuzluk daha çok dış borsalar ile Borsa İstanbul arasında belirginleşmiş durumda. Fed toplantısı sonrası dış borsalar kısa bir dalgalanmanın ardından tekrar mevcut eksenine dönmüş durumda. Fed tutanaklarında, üyelerin tahvil alımlarının azaltılması konusunda görüş ayrılığı yaşaması yanında genişlemeci para politikasının değişebileceği olasılığı ise artık piyasaların dikkatinde. Enflasyondaki yükseliş, merkez bankalarının para politikasının devamlılığı konusundaki belirsizlik, pandemide artan vaka sayıları ve tekrar kısıtlama tedbirlerine başvurması, ekonomik verilerdeki olumlu seyrin son günlerde biraz zayıflaması önemli gelişmeler. Bu durumda, risk iştahında bir parça zayıflama ve güvenli limanlara ilginin artması olağan görülebilir. Yakından izlenen ve önemli bir referans olarak kabul edilen ABD 10 yıllık tahvil faiz oranında gelen alımlarla düşüş yaşandı ve % 1.30 seviyesinin altı test edildikten sonra hafif çıkış vardı. Ayrıca ABD dolarında değerlenme, altın fiyatında yükseliş görüldü. ABD tahvili, ABD doları ve altın piyasalarda “güvenli liman” adresleri görülen yatırım araçları. ABD dolarında ve altın fiyatında çok ciddi bir değer kazanımı bu aşamada söz konusu değil.

Bu hafta iç ekonomik gündemin en önemli gündemlerinden biri 14 Temmuz Çarşamba günkü TCMB toplantısı. Piyasalar faiz değişimi beklemiyor. Döviz kurları ve enflasyonda yükselişin sürüyor olması, enflasyonun önümüzdeki döneme ilişkin seyri açısından oldukça önemli görülen TÜFE ve ÜFE arasındaki farkın Haziran ayında 25 puanı geçmesi, Fed’in para politikalarında değişiklik olasılığı, Türkiye’nin de yer aldığı gelişen piyasalarda bazı ülkelerin faiz artımına gitmesi gibi gerekçeler faiz indirimi beklentilerinin ertelenmesine neden oldu. Bazı yabancı yatırım bankaları erteleme yanında indirim oranını küçültürken faiz artırımı bekleyenler de var. Yine de TCMB toplantısının sonuçlarını bir görmek gerekecek. Toplantı sonrası açıklanacak metinde, beklentileri aşan Haziran enflasyonu sonrası özellikle parasal sıkılaştırmanın artırılması yönünde bir söylem gelip gelmeyeceği konusu önemli olabilir.

Yakından izlenen diğer bir gelişme petrol fiyatları. Önemli ölçüde ekonomik toparlanmaya bağlı talep artışı petrol fiyatını son iki yılın zirvesine taşıdı. Brent petrol 77.50 doları gördükten sonra kâr satışlarıyla karşılaştı. Üretim kesintisi konusundaki anlaşmazlık nedeniyle yarım kalan OPEC+ Grubu toplantısı sonrası petrol fiyatında düşüş görüldü. Fakat daha sonra toparlanma çabaları vardı. Çıkış trendi korunuyor. Petrol fiyatındaki yükseliş enflasyon artışını destekleyici yönde etki yapacağı beklentisiyle piyasalar tarafından yakından izleniyor. Petrol ithalatçısı olması nedeniyle özellikle enflasyon dışında cari açık yönünden de Türkiye için petrol fiyatları oldukça önemli.

Son günlerde ekonomik veriler ile pandemiye bağlı vaka sayılarına duyarlılık artmaya başladı. Haziran ayında pandemi dönemindeki en düşük seviyesini gören ABD haftalık işsizlik başvuruları geçen hafta 373 bin kişi olarak açıklandı. Beklenti 350 bin, önceki 364 bin idi. Ayrıca ABD, Çin ve Almanya PMI verilerinde yükselişler durdu, hafif gerilemeler var. Ekonomik verilerde olumlu seyir korunmakla birlikte son günlerde bir ivme kaybından söz edilebilir. Borsalardaki çıkış hareketlerinin güç aldığı dayanaklardan biri de küresel ekonomideki toparlanma eğilimi. Bu durumda ekonomik verilere duyarlılık artıyor. Diğer yandan pandemiyle bağlı vaka artışları finansal gündemin ilk sıralarına yerleşmiş durumda. Vaka artışları ve buna bağlı kısıtlamalar, artık çok belirgin olmazsa da fiyatlamalara konu olmaya başladı. Piyasalarda temkinli iyimserlik korunurken zorlaşan gündem belirsizliği de beraberinde getiriyor.