Haftalık Borsa Yorumları – (11-15 Ekim 2021)

Piyasalarda kararsızlık görülüyor.

Borsalarda düşüşler tepki alımlarıyla karşılaşırken yükseliş denemeleri zayıf kaldı. Açıklanan ekonomik verilerin farklı yönde sinyal vermesi veya birbirini teyit etmemesi bu görünüme neden olan gelişmeler olarak görülüyor. Geçtiğimiz haftalarda ekonomik veriler zayıf gelirken son gelen veriler ekonomide toparlanmanın korunduğu yönünde sinyaller veriyor. ABD ve Euro Bölgesi’nde açıklanan PMI verileri, ABD’de tekrar düşmeye başlayan haftalık işsizlik başvuruları beklentilere göre daha olumlu gelirken Cuma günü açıklanan ABD eylül ayı tarım dışı istihdam artışı beklentilerin oldukça altında kaldı. ABD istihdam verisinin ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Kasım toplantısında tahvil alımlarının seyri konusundaki kararına ne ölçüde etki edebileceği konusunda net bir görüş yok. Diğer yandan 13 Ekim Çarşamba günü açıklanacak ABD enflasyon (TÜFE) verisi oldukça önemli olacak. TÜFE için beklenti %5.3 civarında. Geçen ay yine %5.3 idi. Enflasyon bu seviyelerde çıkarsa istihdam verisi gibi Fed kararı için önemli bir referans olmayabilir. Fed yetkilileri enflasyondaki yükseliş için “geçici” ifadesini kullanmaya devam ediyor. Aynı söylemler Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde için de geçerli. Lagarde Cuma günkü “mevcut enflasyon geçici, erken sıkılaştırma ekonomik toparlanmaya ve istihdama zarar verir” açıklamasıyla bir bakıma uygulanan politikanın devamından yana tavır sinyali verdi. Fed’in tahvil alımlarının azaltılması kararı için Başkan Powell her ne kadar Kasım toplantısını işaret etse de bir erteleme ve görüş değişikliği sürpriz olmaz. Bu durumda piyasaların yaklaşımı ve tepkisi farklı olacaktır. Ancak yine de Fed toplantısını ve yetkililerden gelecek açıklamaları yakından izlemekte yarar var.

Enerji fiyatları son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı. Ancak Rusya Devlet Başkanı Putin, “Avrupa’ya doğalgaz ihracatını arttıracakları ve küresel enerji piyasalarını istikrara kavuşturmaya yardım etmeye hazır olduklarını” açıklayınca doğal gaz fiyatlarında sert düşüş görülmüş, bu durum petrol fiyatlarını da etkilemişti. Fakat Putin etkisi halen hissedilmekle birlikte zayıfladı, fiyatlarda tekrar toparlanma başladı. ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm “ABD hükümetinin stratejik petrol rezervlerinin fiyatları düşürmek için kullanılabileceğini” açıklamıştı. Fakat bu açıklama, bizzat Enerji Bakanlığı tarafından stratejik rezervlerini şimdilik kullanmayı planlamadıkları şeklinde düzeltilince gerileyen petrol fiyatları tekrar yükselişe geçti. Enerji fiyatları soluklansa da çıkış hareketleri korunuyor. Talep durumu, arz ve tedarik sorunları, yaklaşan kış fiyatların çok aşağılara gelmesine pek izin verecek gibi görünmüyor. Enerji fiyatları yüksek kaldıkça da piyasalar üzerindeki enflasyon baskısının devamı mümkündür.

Bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatında 1 Ekim ile biten haftada bir önceki haftaya göre 2.5 milyar dolarlık gerileme var. Yaklaşık 800 milyon doları parite etkisinden gelse de döviz kurlarındaki yükselişi fırsat bilip satan tasarruf sahipleri olmuş. Ancak diğer gelişmelerin etkisiyle döviz kurları üzerinde düşüş yönlü etkisi hissedilmedi ve kurlardaki yükseliş devam etti. TCMB brüt rezervleri ise hafif bir gerileme ile 122 milyar doların altına çekildi. TCMB’nin açıkladığı yurtdışı yerleşiklerin hisse senetleri ve tahvil bono istatistikleri her Perşembe günü yakından izlenen veriler arasında yer alıyor. 01 Ekim ile biten haftada; Hisse senetlerinde 92.8 milyon dolar, tahvil bonoda ise 201.1 milyon dolar olmak üzere toplamda 293.3 milyon dolarlık yabancı satışı görüldü. Özellikle TCMB’nin faiz indirimi sonraki iki haftada tahvil bonoda satışın 616 milyon doları bulması kayda değer bir gelişme. Döviz kurlarındaki çıkış ile birlikte faiz oranındaki düşüş (fiyat yükselişi) değerlendirilmiş görülüyor. Tahvil bonoda yabancı yatırımcıların elindeki toplam tutar 6.2 milyar dolara çekilmiş durumda. Eylülün ilk haftası 7.2 milyar dolar idi. Miktarın düşük olması önümüzdeki dönemde yabancı satışını sınırlayacak bir gelişme olabilir. Benzer şekilde, döviz kurlarındaki yükselişin sıcak para çıkışı için bir engel oluşturması olasılığını dikkate almak gerekir. Piyasalarda yön arayışı ve kararsızlık sürmekle birlikte temkinli görünüm önemli ölçüde korunuyor.