Global resesyon korkusu hortladı

Eski Bayramları hiç özlemiyorum. O zaman AVM’ler yoktu, renkli TV yoktu, Xbox yoktu. Çukulata tadında içinde ne olduğu belirsiz şekerleri tıkınır, mendil içinde verilen paraları cebimize tıkar ve asla sonu gelmeyen aile ziyaretlerinde kafayı yerdik. Sabah Hafize Teyzeler bize ziyarete gelirdi, öğleden sonra da biz onlara giderdik. “Ehh nasılsınız bakalım?“ “Valla, sabah iyiydik, ama şimdi cüzzam çıktı, parmaklarımız sapır sapır dökülmeye başladı…”

Bayramlarda tatil yapma complexinden 1998 yazında kurtuldum. Büyük Deprem’den sonra. Şimdi Bayram’dan 2 gün önce bir ameliyat icat edip 5 yıldız bir hastaneye atıyorum kapağı. Eğer hastane yönetimiyle makul bir ücrette anlaşabilirsem, karantina bölümüne yatıyorum ki kimse ziyaretime gelmesin. Whatsapp ve Facetime çıktığından bu yana dost ve akrabalarımı ziyaret etme iştahımda %98 azalma var. Belki hafızam aşındı, ama benim çocukluğumda Bayram sohbetlerinde siyaset konuşmak ayıptı. Şimdi millet kafadan giriyor ve Bayram boyunca unutmak istediğim tek konuyu açarak zaten jilet sırtı giden ruhsal dengeme sert bir tekme atıyor. Eski Bayramlar’dan hoşuma giden bir tek şey kaldı. Bir seferinde mahallede birisi aileden birine posta koymaya kalktı, bir saat içinde 17 silahlı erkek çıkardık 3 katlı mütevazi apartmandan…

Ama bu Bayram soğuk şerbet gibi geldi. Siz tatil yörelerinde bir damla su, bir kuru ekmek için kıyasıya mücadele verip eğlenirken, Batı dünyası resesyon korkusundan zangır zangır titriyor. Trump’ın yasadışı göçe engel olamadığı bahanesiyle Meksika ihracatına %5 vergi salması oyunu değiştirdi. Artık Trump her hangi bir sebepten dolayı tarife savaşı başlatabilir. Ne ABD, ne Çin, ne de bu iki ülke ile iş yapan üçüncü ülkelerde iş dünyası nereye yatırım yapacağını, tedarik zincirini nasıl yeniden ayarlayacağını kestiremiyor. Küresel ticaretin yavaşlaması bir sorun, ama ertelenmesi ve sabit sermaye yatırımlarının gerilemesi çok daha büyük bir sorun.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!