Enerjide ‘esas kriz’ 2023’te

Küresel ölçekte yaşanan ‘enerji krizi’ni, 1970’lerin petrol krizlerinden bütünüyle ayıran, modern dünyanın karşılaştığı ‘en tehlikeli’ enerji krizine dönüştüren bir kaç kritik detay var. Her şeyden önce, bu defa yaşanan küresel enerji krizi denkleminin içerisinde, sadece petrol değil, aynı zamanda doğalgaz da var. Üstüne kömür ve nükleeri de eklemek mümkün. İkinci detay, bu sefer ki enerji krizinin aynı zamanda bir ‘enerji dönüşümü’ krizi de olması. Çünkü, küresel enerji ve gıda fiyatlarının tetiklediği ‘yüksek enflasyon’ sürecini yüksek merkez bankası politika faizi ile çözmekte ısrarcı olan ülkeler, kredi maliyetlerinde de ciddi artışlara sebep oldular. Bu nedenle, güneş rüzgar, jeotermal ve hidro gibi önemli yenilenebilir enerji yatırımlarının maliyetleri de pahalılandı.

Oysa, yaşanmakta olan küresel enerji krizi, dünyanın önde gelen ekonomilerinin yenilenebilir enerjiye geçişlerini hızlandırmalarının, ‘yeşil enerji dönüşümü’nün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha teyit ediyor. Ne yazık ki, neoliberal ortodoks politikalarda ısrarcı olan iktisatçılar ve onlardan destek alan merkez bankaları ile ekonomi yönetimleri nedeniyle, ‘yeşil enerji dönüşümü’ de, küresel ‘sürdürülebilir kalkınma’ hedefleri de risk altında. Üçüncü detay ise, 1970’lerin petrol krizinin bir ‘fiyat krizi’ olduğunu hatırlayarak, bu defa yaşanan küresel enerji krizinin ‘fiyat’ın da ötesinde, bir bölgesel ve küresel ‘tedarik’ krizi de olduğu gerçeği. Nitekim, Rusya- Ukrayna Savaşı’nın derinleştirdiği tedarik krizi, petrol, doğalgaz, kömür ve zenginleştirilmiş uranyum çubuklarının üretimi ve dağıtımını iyice karışık hale getirmiş durumda.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!