Enerji krizi ve ‘üretim modeli’ tartışmaları

Demir-çelik, plastik, kimya, çimento, makine ve cam gibi enerji yoğun sektörler, içinde bulunduğumuz küresel enerji krizi nedeniyle tarihi kararlar ile karşı karşıyalar. Enerjiyi en yoğun kullanan sektörlerden, daha düşük yoğunlukta enerjiyle üretim yapan sektörlere doğru, her sektörde üç önemli başlık öne çıkıyor. Birincisi sektörün veya o sektördeki üretim tesisinin, fabrikanın kendi enerjisini üretmeye yönelik modellemelere ve/ veya teknolojilere yoğunlaşması. İkincisi, enerji verimliliğine yönelik ciddi projeler yürütülmesi. Burada yazılım ve donanım boyutunda önemli hamleler gerekiyor. Üçüncüsü ise, yenilenebilir enerji teknolojilerine yoğunlaşılması.

ABD, Almanya, Japonya, Fransa, İtalya ve Kanada gibi sanayi üretiminde hala iddialı olma gayretlerini sürdüren G7 ekonomileri (Birleşik Krallık uzunca bir süredir imalat sanayindeki iddiasını terk etmiş durumda) ve Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Kore, Meksika, Türkiye ve Endonezya’dan oluşan E7 ekonomileri için ‘en sıcak’ gündem maddesi, enerjide ‘kendine yetebilen’ ve ‘yeşil’ odaklı enerji teknolojilerine, kapasitesine en hızlı ve en düşük maliyetle ulaşabilmek. Rusya-Ukrayna Savaşı küresel enerji arz güvenliği ve küresel enerji maliyetlerine yönelik tartışmaları öyle bir boyuta taşımış durumda ki, enerji yoğun sektörlerden, enerjiye daha düşük oranda ihtiyaç duyan sektörlere doğru, devasal bir ‘üretim modeli’ değişikliğinin yeniden tasarlanması gerekmekte.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!