Ekonomi için ‘zorunlu’ aşı çağrısı

Neredeyse tüm yaz dönemini dünyanın önde gelen ekonomilerinin siyasi liderlerinin ‘aşı olun’ çağrısıyla ve bu çağrılara en geniş kapsamlı tepkilerin Avrupa coğrafyasında gözlemlendiği bir gündemle geçirdik. Tartışmalar önce Almanya’da mayıs ayı sonunda gençlere ve çocuklara aşı zorunluluğu geldi mi, gelmedi mi tartışmaları ile başladı. Hükümet böyle bir zorunluluk olmamakla birlikte, ebeveynlerin ‘bağımsız ve sorumlu bir karar alarak’ çocuklarını aşılatmaları adına detaylı bilgilendirileceğini duyurdu. Esasen konu sadece ‘Kovid- 19’ aşısıyla sınırlı değil.

Fransa 2018 yılı başından itibaren difteri, tetanoz, çocuk felci, boğmaca, Haemophilus influenza tip B enfeksiyonları, Hepatit B, pnömokok enfeksiyonları, invaziv serogrup C meningokok hastalığı, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık’dan oluşan 11 aşıyı zorunlu aşı takvimine aldı. İtalya ise, Fransa’dan 1 yıl önce, 2017 yılında zorunlu aşı sayısını 10’a çıkardı. Fransa’da aşı yapılmasını reddeden ailelere 6 aydan başlayan hapis cezası ve 3 bin 700 Euro para cezası uygulanırken, İtalya’da çocuğunu aşılamayan ailelere 100 ila 500 Euro arasında değişen para cezası söz konusu. Çekya’da 9, Slovakya’da 10, Polonya, Macaristan ve Bulgaristan’da 11, Letonya’da 13 aşı zorunlu. Belçika’da çocuk felci aşısı, Almanya’da 2019’nun nisan ayından itibaren, Branderburg Eyaleti’nde kızamık aşısı zorunlu oldu.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!