Dünya ekonomisi nereye koşuyor?

Atilla Yeşilada – 07.09.2017

Yılın son çeyreği başlarken bizim gibi ekonomist-stratejist arası bir nota tutturup üfürmeye çalışan yazarlara çok iş düşer. Dünya ekonomisi ve jeo-politik manzaradan başlayıp Türkiye piyasalarına kadar geniş bir değerlendirme yapmak farzdır. Yoksa Türkiye batar. Çünkü bu vatan sadece bizi okur ve bizim çok değerli ve eşi-benzeri bulunmaz görüşlerimiz bir gün dahi yayınlanmazsa, kaos tüccarları devreye girer, bunu herkes bilir.

Üstelik Gezi’den bu yana FÖŞ’ün işi iyice zorlaştı, çünkü bu ülkede kanaat önderi olarak millete kartvizit sunanların tasavvurundaki “dünya modeli” ile  gerçekler arasındaki mesafe her sene biraz daha açılıyor. Mesela, Batı’nın battığı filan yok, aksine son 7 yılın en parlak ekonomik dönemini yaşıyor.  Yabancıların Türkiye’ye özel bir teveccüh gösterdiği ise kesin yalan. Çad’dan Moğolistan’a, her ülkeye para yağıyor, hatta bize payımızdan daha azı geliyor bile diyebilirim.  Yahu,  iç savaşta olan Venezuela bile tahvil sattı, daha ne diyeyim?

Bu iyimserliğin bir dizi nedeni var, ama hepsi birbirine bağlı.

  • Dünya ekonomisi kalıcı büyüme trendine girdi.
  • Ama mucizevi olarak bu süreçte enflasyon sahnede olmayacak.
  • Bu yüzden de Fed ve AMB gibi Büyük Abiler çok uzun süre faiz artırmayacak.
  • Gelişmekte Olan Ülke (GOÜ, Piyasalar = GOP) şirketleri bol-bulamaç borçlanıp, daha hızlı büyüyecekler, ucuz dolar ve faizden geri ödeme yapacaklar, bu Piramit dolandırıcılığı hiç bozulmayacak.

Bu varsayımlar Türkiye açısından hayati önem taşıyor. Çünkü dünyada dış krediye en muhtaç ülkelerden biri biziz. Eğer çark dönmezse, TL öyle ağır bir darbe yer ki, Aralık-Ocak aylarını mumla ararız. O zaman, gelin birlikte bakalım. Dünya ekonomisi nereye koşuyor?

Devamı için TIKLAYINIZ!