Diplomaside köşeye sıkışmanın ekonomik faturası

Atilla Yeşilada – 09.10.2017

İzlanda maçını seyrediyorum. Odin’in bile terkettiği bu volkan tepeceğinde nüfus 334.252. Bunların hepsi güzel anacıklarından süper-yetenekli futbolcu doğup, alt bezinden çıktığında yeşil sahalarda antrenmana başlasa ne olur be? Toprakların yarısı volkanik, altı ay karla kaplı, top koşturamazsın. Balina etiyle besleniyorlar. Herifçioğlu geliyor onbinlerce ateşli seyirci önünde takır takır yeniyor bizim millileri. Bütün Türkiye kafasını kaşıyıp tartışıyor. Niye? Hoca? Oyuncu lakayıtlığı? Hakem? Tek bir sebebi var. Kurumsal yozlaşma. Devletin en tepesinden aile yapısına kadar inen bir kurumsal çözülme ve çürüme var kardeşim. Ülkedeki tüm güç ve enerjiyi “Doğal Liderin” manevi vücudunda toplama çabasının ürünü bu. Federasyonu parti atar, klup başkanları ünvanını ticarette menfaat temini için kullanır, futbolcu-yorumcu siyasete karışır, polis oy kaygısı ile Anadolu’da tribün şiddetine müdahale etmez.

Kurumsal yozlaşma yalnız sporda değil, ekonomide de anamızı ağlatıyor. Saray ve Kabine’ye görüş veren isimlerin %90’ı, post-emperyalist-İslamcı, dünyada en ufak bir akademik itibarı olmayan, ve bilinen hiçbir ekonomik ekole dahil olmadan işkembe-i kübradan fırlama teori üretenler.

Devamı için TIKLAYINIZ!