Covid-19: Kültür-merkezli bakışın sonuçları çok acı olacak

Pazar günü, yapacak iş yok tabii. TV kanalları arasında hızlı zaplama oynayıp başparmak tendonlarımı güçlendiriyorum. Bu lanet virüs hayatıma girdiğinden bu yana günde 20 defa 20 saniye başparmaklarımı yıkamaktan karpal tünel sendromu oldular. Her kanalda aynı korona haberleri: ABD, İtalya, Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya. Yahu, hani Dünya Beş’ten Büyüktü? Yanı başımızda Rusya, İran, Irak, Suriye, oralarda ne olup bittiğinden haberdar mısınız?

Yok, sizi eleştirmiyorum. Aynı hatayı yatırımcılar ve onlara öneri veren burnunun ucunu göremeyen rehber karga yatırım bankaları da yapıyor. İşte Danske’nin son raporundan elceğizimle çevirdiğim bir alıntı. Sırf ibret olsun diye çevirdim, bir de dedim ya yapacak işim yok.

“Danske Bank “The fragile crawl back begins” (Normale doğru kırılgan sürünme başlıyor) başlıklı haftalık global değerlendirme raporunda salgında en kötüsünün geride kaldığını ve dünya borsalarının 3-6 ay daha çıkışını sürdüreceğini savundu.

“Raporda Avrupa’da Covid-19 salgınının zirve yaptığı ve bir çok ülkenin normale dönüş planları tasarladığı vurgulandı. ABD’de ise Trump tedrici olarak kısıtlamaların kalkmasını istedi. Rusya ve Latin Amerika’nın bazı ülkelerinde salgın şiddetini sürdürse de, artık en kötüsü geride kaldı” ifadesi kullanıldı.

İşte buna ethnocentric, yani kültür merkezci bakış açısı diyorum ben. Dünyayı “Batı’dan ibaret zannetmek” ve bu ihtiyar Gezegen’de yaşayan milyarlarca sarı, siyah, kahverengi ve yeşil renkli homosapiens’e lale muamelesi yapmak! Ben bu tiksindiren emperyalist sosyolojik kabuki tiyatrosunun figuranı olmayacağım! Dünyayı olduğu gibi, yani Hindistan-Çin-Afrika merkezli görmeye devam edeceğim.

Covid-19 bize Tanrılar’ın Babası Yüce Odin’in gönderdiği bir nimettir, “Akıllı ol yavrum” diyor, “yoksa sırada turbun büyüğü” var. Düşünün, bundan daha munis, dost canlısı bir virüs var mı? Tanıştıklarının %90’ı hasta olduklarını bile farketmiyor. Ama bu salgından ders almazsak, sırada Kırım-Kongo, var lime hastalığı var, ebola var, Nil ateşli adamın poposundan gayzer gibi kanlı ishal fışkırtan virütik hastalığı var. Çin’de viroloji laboratuarı mı yok? Teknoloji o hale geldi ki, virüsler legodan aletler gibi, bir protein çıkartıp, ötekini takıyorsun, bizim Kani oldu Yani. Öğrenmemiz gereken en önemli ders de, hepimiz aynı gezegende yaşıyoruz ve en zayıf halka iyileşmedikçe hepimiz hastayız.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!