‘Büyük Sıfırlama’ mı, ‘Yeniden Rotalama’ mı?

‘Büyük Sıfırlama’ olarak tanımlanan kavram, uzunca bir süredir entelektüel kesimde tartışıldıktan ve konuşulduktan sonra, son 2 yıldır çok daha yoğun bir şekilde dünya kamuoyunun gündemine oturdu. Bununla birlikte, son 2 yıla damgasına vuran tartışmalar, bir cephede ‘dünyanın sonu’ anlamına gelebilecek bir kabullenme ve algıyla, bir değer cephede ise ‘kapitalizmin yeniden yapılanması’ veya ‘yaşanabilir bir gelecek’ adına günlük yaşam ve iş hayatından başlayarak, yeryüzünü ilgilendiren tüm süreçlerin gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması olarak konuşuluyor.

Ancak, bu kavramları ‘dünyanın sonu’ olarak algılayan kesim, diğer cephede yer alan uluslararası kanaat önderlerini, küresel yatırımcıları, uluslar üstü şirketlerin kurucu patronlarını dünyayı bu hale getiren bir numaralı sorumlular olarak görmeleri nedeniyle, bu tür kavramlar üzerinden kendilerinin kontrolünde yürüyecek yeni bir ‘yaşam tarzı’nın pazarlanması, hayatın her saniyesinin takip edildiği ve ‘dijital köle’ dönüşmelerine sebep olacak bir ürkütücü süreç olarak görmekteler. Zaten, bu nedenle de, ‘Kovid-19’ küresel virüs salgını, virüsün laboratuvarda üretilmiş ve dünyaya salınmış bir virüs olduğu; bu yolla insanoğlunun uluslararası üstü şirketlerin ve iş ağlarının daha da kölesi haline getirileceği yönündeki iddiaları, teorileri, senaryoları da yoğunlaştırmış durumda.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!