Bankacılık Sektörü Raporu / Gedik Yatırım – (31.07.2018)

Haziran rakamları kârlılık kalitesinde bozulmayı işaret etti

Haziran manşet rakamları yatay kaldı. Bankacılık sektörü net karı mayıs
ayında aylık %1,5 (Önceki: +%1,8 aylık) ve yıllık %21,5 artış gösterdi. Sonuçların
detayları, geniş tabana yayılan ve zirve yapan net faiz marjlarının, yüksek
karşılıklarla dengeleneceği yönündeki ikinci çeyrek değişim beklentilerimiz ile
uyumludur. Net faiz marjları 2018 Şubat’tan beri artış göstermekte idi. Haziranda
net faiz gelirleri %3,4 daralırken, net faiz marjı 28 baz puan düşmüştür. Bankalar,
daha yüksek maliyet beklentisiyle borç verme oranlarını yeterince önceden
yükseltmeleri sayesinde, son üç aylık dönemde daha geniş çekirdek makastan
faydalanmaktadır. Mevduat maliyetlerinde hâlihazırda gözlenen artış eğilimi 3.
çeyrekte hızlanacaktır. Diğer taraftan, Nisan ayında %33 artan karşılıklar haziran
ayında %1,7 daralmıştır. Karşılıkların önümüzdeki dönemde bu yüksek bazda
devam etmesini, trend olasılığının yukarı yönde olduğunu düşünmekteyiz. Diğer
operasyonel verilere baktığımızda, maliyetler aylık %9,5 düşüş gösterirken
(+%12 aylık mayıs) komisyon gelirleri %9 ile güçlü artış (+%7 nisan) göstermiştir.
Mayıs ayı raporumuzda, yükselen maliyet oranlarının endişe verici olmadığını,
bazı ayarlamalarla haziranda normalleşeceğini belirtmiştik. Takibe dönüşen kredi
oranı aylık 20 puan artarak yılın ilk anlamlı yükselişini gösterdi. Bankaların
beklentilerine dayanarak, para piyasalarındaki oynaklık ve yavaşlayan
büyümenin kredi kalitesinde artışa neden olması nedeniyle önümüzdeki 2 – 3
ayda takibe dönüşen kredi oranında 100 puan artış öngörüyoruz. Aylık özvarlık
karlılığı büyümesi %15,6 ile yatay kalırken, sermaye yeterlilik rasyosu haziranda
aylık 32 puan artışla %16,3 olarak gerçekleşmiştir.

Kamu bankaları: daha düşük karşılık giderine rağmen daha düşük faaliyet
kârı – net kar, daha düşük ticari zararla, aylık %11 artış (-%2,3 yıllık)
gösterdi. Çekirdek makas Mayısta 50 baz puan daralırken, Mayıs ayında 2 kat
artan kambiyo zararlarının Haziranda azalması net kara destek olmuştur. Ek
olarak, mayıs ayında iki kattan fazla artan karşılık giderlerindeki ciddi düşüş için
anlamlı bir temel gerekçe göremiyoruz. Takibe dönüşen kredi oranı aylık 10 puan
büyümüştür. Özvarlık karlılığı %15,6 ile yatay kalmıştır. Diğer taraftan maliyet
gider rasyosu aylık 500 puandan fazla artışla %41,9’a yükselmiştir. Mayıs
ayındaki tatmin edici takipteki kredi tahsilatı performansı haziran ayında
görülmemiştir. Diğer taraftan, mayısta gözle görülür şekilde 349 baz puan artan
kredi mevduat oranı haziranda yatay kalmıştır.

Özel bankalar: düşük maliyetler nedeniyle yatay kalan operasyonel karlılık,
büyüyen takibe dönüşen kredi oranı ve yüksek karşılıklar: Net faiz
marjındaki (+41 baz puan nisan ayında) ayarlamalarla çekirdek makas aylık 30
baz puan (+48 baz puan mayıs ayında) daralmıştır. Karşılık oranları 550 puan
düşüşle %72,5’a gerilerken, karşılık giderleri aylık %34 artış (+%2 mayıs ve
%114 düşüş nisan) göstermiştir. Maliyet gider rasyosu oldukça yüksek bir şekilde
670 puan düşerken (+87 puan mayıs ayında), bunun bir trend olmadığını ve
önümüzdeki aylarda normalleşeceğini düşünüyoruz. Takibe dönüşen kredi
rasyosu 30 baz puan artmıştır. Kredi mevduat oranı, borçlanmalarda hafif
daralma ile yatay kalmıştır.

Sonuç: Haziran rakamlarının piyasalar açısından sürpriz niteliğinde olmadığını
düşünüyoruz. Net karlar paralel gelirken, her iki segment için de finansalların
kalitesinde bozulma yaşanmaktadır. Faiz oranlarındaki volatilite ve yılın ikinci
yarısında daha yavaş kredi büyümesi ve enflasyona endeksli bonolarla
dengelenmesine rağmen yüksek mevduat maliyetleri, düşük takibe dönüşen
kredi tahsilatı ve yüksek takibe dönüşen kredi oranlarının fiyatların içerisinde
olduğunu düşünüyoruz. Bankacılık sektöründeki kırılmanın, sürdürülebilir özvarlık
karlılığı gelişimindeki kabiliyetlerine bağlı olduğunu, bunun da, varlık kalitesindeki
bozulmayı engelleyecek ve faiz oranlarında öngörülürlüğü ortaya çıkaracak bir
hükümet politikasının duyurulmasına (en geç ağustosta) bağlı olduğunu
düşünüyoruz. Bu kalemlerde daha fazla bozulmanın bankacılık hisselerinde
baskıya neden olmasına, pozitif yöndeki sonuçların, ortalama PD/DD 0,52 ile ise
işlem gören bankacılık hisselerinde toparlanma sağlamasını bekleriz.

Rapora ulaşmak için tıklayınız.