‘Bad news’ means ‘good news’?

2008 küresel finans krizi sonrasındaki dönemde, uluslararası ekonomi çevrelerinin ve finans piyasalarının en kritik önceliği, ülke ekonomilerinin krizi atlatabilmesi adına, merkez bankaları tarafından uygulanan genişletici para politikası ve hükümetlerin genişletici maliye politikası tedbirlerinin ne ölçüde devam ettirileceği idi. Bu nedenle, ekonomilerin hızlı toparlanması, para ve maliye politikasında sıkılaştırmaya da hızla geçilmesi anlamına geldiğinden, para ve sermaye piyasalarının işine gelen genişletici politika tercihlerinin devamına sebep olan her ‘kötü haber’, ‘aslında iyi haber’ diye algılanmaktaydı. ‘Bed news means good news’ anlamındaki İngilizce tabir o dönemde hayli popüler olmuştu.

Sonrasında, salt para ve sermaye piyasalarında ‘ralli’ye ve spekülatif amaçlı para kazanma eğilimine imkan sağlayan bu ortamın, aslında ekonomik toparlanmanın gecikmesi, işsizliğin artması, yoksullaşma, KOBİ’lerin iflası ve orta sınıfın zayıflaması anlamına da geldiği daha ağır basmaya başlayınca, dünyanın önde gelen gelişmiş ekonomilerinde toparlanmanın gecikmesi, ‘kötü haber kötü haberdir’e (bad news means bed news) dönüştü. Bu tartışma neredeyse aralıksız 8 yıl devam etti ve ancak 2016’dan sonra, bu tartışmalar geride kalıp, dünyanın önde gelen ekonomilerinde para ve maliye politikasının normalleştiğine şahit olduk.

2020 yılın ocak ayından itibaren dünya ekonomisini etkisi altına alan ve mart ayında doruk noktasına çıkan ‘Kovid-19’ küresel virüs salgınından kaynaklanan yeni ekonomik kriz, ilginçtir, yine uluslararası ekonomi çevreleri ve uluslararası finans piyasalarında benzer tartışmaları alevlendirmiş durumda.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!