Türkiye’nin yoksulluk haritası

Atilla Yeşilada – 23.09.2016

Mehmet Şimşek de itiraf etti, 2Ç’de gözlenen ekonomik yavaşlama, 3Ç’de derinleşecek. Hükümeti aldı bir telaş, çünkü AKP’nin popülaritesinin önemli nedenlerinden biri iktidara geldiğinden bu yana halkın refahını sürekli yükseltebilmesi. Bu mucize buharlaşırsa, diğer politikalarını, ya da Rusya ile kapışmak ve Suriye gibi sık sık yaptığı hataları kabul ettirmesi çok zor olacak.

Peki ne yapmalı? Herşeyin bir kolay bir de doğru yolu var. Maalesef, bizde doğru yol siyasetçinin aklına bile gelmiyor. Hemen kolay yola sapıldı. Hükümet cari açık ve enflasyonu dizginlemek için hayata geçirilen “makro-ihtiyati” tedbirleri yani tüketici kredileri üstündeki kısıtlamaları gevşetti, bir de borçlar yeniden yapılandırılacak. Arkasından, TCMB yine faiz indirdi. Meslektaşlardan gelen raporlara bakıyorum, indirmeye de devam edeceğine güven tam. Tabii, artık TCMB faizi ile banka kredi faizi arasındaki bağlantı koptuğu için bir süre sonra bankalara “ya milli ol faiz indir, ya da ananı da al git” denilecek.

Doğru mu tedbirler? Cevapları TUIK’in 2015 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda bulalım birlikte.

Öncelikle, 2014-2015 arasında yoksulluk oranı ve gelir dağılımda adaletsizlik gibi temel refah göstergeleri hemen hiç değişmemiş. Bunlar 2013 öncesi hızla iyileşiyordu. Fakir ve mağdurun yanında olduğunu iddia eden hükümet görevini yapamıyor artık. Üstelik sefalet katılaşıyor:

“Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2014 yılında sürekli yoksulluk oranı %15,1 iken 2015 yılında bu oran %15,8 oldu”. Meali şu, bir kez işsiz kaldınız mı, bir daha iş bulmanız her sene zorlaşıyor.

Devamı için TIKLAYINIZ!