Konut pazarında balon var mı, sönerse ne olur?

Atilla Yeşilada – 03.10.2016

İtalya’daydım. Biraz konferans, biraz da turizm. Katıldığım konferansta Türkiye’ye ilgi büyüktü. 3 ayrı panelde konuştum. Bir iki not aktarayım, katılımcıların %90’ı fonların önümüzdeki 12 ayda Gelişmekte Olan Piyasalar’da (GOP) pozisyonlarını koruyacakları, ya da artıracaklarına inanıyorlar, bunlar iyi haberler. Maalesef, bizim politikaya güven çok az. Hala darbe komplo muydu, AKP mi düzenledi türü sorularla boğuştum.

Türkiye’ye döndüğümde ise Paraanaliz’in topluma sunduğu dev hizmetin yarattığı yankılar kulağımı uğuldattı. Sevgili yazarımız Ahmet Büyükduman ve ismini vermeyen fakat şahsi temasımda kendisini Malkoçoğlu olarak takdim etmemi isteyen bir okur (zaten bir tane akıllı uslu okurumuz olsa, heykelini dikeceğiz) konut pazarında balon olup olmadığı hususunda nazik ve son derece empirik bir tartışmaya girişmişti.

Bu tartışmaya çok önem veriyorum, çünkü bu ülkede finansal cehalet çok konuşuluyor da konut pazarı hakkında genel bilgi düzeyinin sıfıra yakın olmasından hemen hiç bahsedilmiyor. Benim insanlığın en temel ihtiyacı olan “başını sokacak bir dam” arayanlara söyleyecek tek sözüm dahi yok, evi beğeniyorsanız, alın, önemli olan yaşam kalitesi. Ama, Türkiye’de suni olarak düşük tutulan mevduat faizleri ve son derece oynak seyreden sermaye piyasası aracı getirileri yüzünden finansal birikimlerini konuta yönlendiren geniş bir kesim olduğunu düşünüyorum. O yüzden bu tartışmaya katılmak zorundayım. Konut pazarında balon var mı? Sönerse ne olur? Dikkat edin, Malkoçoğlu ile Büyükduman arasında taraf olmuyorum, sadece kendi “makro” bakış açımdan EK katkı yapmak amacındayım.

Devamı için TIKLAYINIZ!