Oyak-Nissan Ortaklığı mı?

Japon Nissan’ın Türkiye’de büyümesi için yatırım yapmasının kaçınılmaz olduğunu açıklayan Renault-Nissan Dünya Başkanı Carlos Ghosn’a Türkiye’deki ortağı Oyak Grubu’ndan teklif gitti. Oyak Otomotiv ve Çimento Grubu Başkanı Celal Çağlar, Ghosn’a “Arazimiz, liman, mühendislik ve sermaye var. Karar verin hemen Nissan yatırımına başlayalım” teklifi yaptıklarını açıkladı.

TÜRKİYE ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri haline gelmesine ve beklentilerin üstünde büyümesine rağmen sıfırdan yatırım çekmeyi başaramayan otomotiv sektörü ‘Nissan’la heyecanlandı. Nissan’ın Türkiye’de büyümek için Renault gibi yatırım yapmasının kaçınılmaz olduğunu açıklayan Renault-Nissan Dünya Başkanı Carlos Ghosn’a 41 yıllık ortakları Oyak Grubu’ndan ‘Herşey hazır, gelin Nissan’ı da ortak üretelim’ teklifi gitti. Oyak Otomotiv ve Çimento Grubu Başkanı Celal Çağlar, Ghosn’a “Arazimiz var, liman var, mühendislik ve sermaye var. Karar verin hemen yatırıma başlayalım” teklifi yaptıklarını belirterek, “Bu teklifi yaptık. İsterlerse yüzde 60 Oyak, yüzde 40 Nissan ortaklığıyla bu yatırımı yapıp, üretime başlarız” dedi.

İki büyük arazimiz var

Celal Çağlar, Carlos Ghosn’un Türkiye’de Nissan’ın pazar payından memnun olmadığını ve yatırım yapılması gerektiğini açıkladığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Bizim iki tane çok büyük üretim kapasitesini artırabileceğimiz arazimiz var. Bunlardan biri hemen Oyak Renault’un Bursa’daki fabrikasının yanındaki Omsan’a ait arazi. Ayrıca Türkiye’nin kuzey ve güneyinde iki tane çok büyük, dünya çapında tesisimiz var. Bunların içinde de milyonlarca metrekarelik alanlar var. Nissan buyursun gelsin. Arazimiz var, liman var, mühendislik var sermaye var. Karar versinler.”

1 milyar Euro yatırım

Ghosn’a bu teklifi yaptıklarını belirten Çağlar, şöyle konuştu: “Biz arazileri satalım demiyoruz. Birlikte bu arazilerde Nissan da üretelim istiyoruz. Bu yatırım Renault-Nissan-Oyak ortaklığı olmaz. Çünkü hem Renault, hem Nissan borsaya ayrı ayrı açık şirketler. Oyak-Nissan ortaklığı olabilir. Bunun için uygun arazi ve şartlarımız var. Oyak Grubu, son 10 yılda 1 milyar Euro’nun üzerinde yatırım yaptı. Hepsi, özkaynakla gerçekleşti. Oyak da, Renault da Türkiye’de hem kârlı hem en çok satan otomobil misyonundan taviz vermek istemiyor.”

Ocak ayında Renault’yla birlikte Türkiye’de yeni bir finans şirketi kuracaklarını da açıklayan Celal Çağlar, şunları anlattı: “Bugüne kadar Oyakbank kanalıyla araç finansmanı yapıyorduk. Oyakbank satıldıktan sonra bu alanda bir boşluk oldu. Şimdi Fransız Renault’un 34 ülkede faaliyet gösteren finans şirketi RCI ile Türkiye’de orta şirket kuruyoruz. Kuruluş müracatları BDDK’ya yapıldı. Yönetim kurulu ve Türk genel müdürü atandı. Bu yeni finans şirketi öncelikli olarak bireysel taşıt kredisi verecek daha sonra Renault bayilerine kredi kullandıracak. Daha sonra da Renault dışındaki diğer markaların otomobilleri için de kredi kullandıracak.”

Üniversitelerden bir kişi bile bize üreteceğimiz elektrikli aracı sormadı

TÜRKİYE’nin otomotivde yeni teknolojiler ve elektrikli araçlar konusunda ilerleme kaydetmesinde sadece devletin ve firmaların desteğinin yeterli olamayacağını vurgulayan Celal Çağlar, üniversitelerin de bu konuda meraklı olup, mühendislik fakültelerinde bu alanlara ağırlık vermesi gerektiğini söyledi. Çağlar, “Türkiye’de bu kadar üniversite, bu kadar mühendislik fakültesi, öğretim görevlisi, profesör, dekan ve rektör var. Bir tanesi bile Oyak Renault’yu, Renault Mais’i veya Oyak’ı arayıp, önümüzdeki yıl seri üretime geçecek elektrikli Fluence hakkında bir şey sormadı. Öğrencilerin, ‘Ya hocam Renault şöyle bir araç üretiyor. Şimdi bunda diferansiyel ne vaziyette, bunda dişli kutusu ne vaziyette?’ şeklindeki sorulara üniversitelerde hocaların cevap vermeleri lazım” dedi. Almanya’da herhangi bir öğretim üyesinin profesör olabilmesi için 5 yıl sanayide çalışma şartı olduğunu hatırlatan Çağlar, şunları söyledi: “Ben de Almanya’da mühendislik okudum. Benim hocalarım VW, Audi gibi şirketlerin direktörleriydi. Böyle bir yapının içinde çocukları yetiştirmekle, kitapta yazılanları öğretmek aynı değil. Üniversitelerin mutlaka sanayiye girmesi lazım. Türkiye hâlâ mühendisliği anlamadı. Türk otomotiv sanayindeki mühendislik metot ve üretim mühendisliği. Bir de ürün mühendisliği var. Bu mühendislik masa başında yapılan ve asıl katmadeğeri sağlayan mühendislik. Bizim artık bunu yapmamız lazım.”

Türk üniversitelerinden mezun olanlar GM’de işe girebilmeli

ALMANYA’da Otomotiv Sanayi Derneği (VDA) başkanının bile elektrikli araçlar konusunda geç kalındığını ifade ettiğini hatırlatan Celal Çağlar, şunları dile getirdi: “Başkan bütün Almanya’da sadece tek bir elektrokimya fakültesinin olduğunu söyleyerek bunun hızlı bir şekilde çoğaltılması gerektiği mesajı veriyor. Bizim de çocuklara üniversiteden çıkarken temel bilgilerin yanında muhakkak yeni teknolojileri öğretmemiz ve elektrokimya fakülteleri kurmamız gerekiyor. Geçmişte Almanya’da mühendislik okumak Türkiye’de bütün kapılarını açıyordu. Türk üniversitelerinde bu alanda eğitim verilmesi dünyada kapıları açar. İTÜ’de elektrokimya okumuş bir öğrenci neden General Motors’da hemen işe başlamasın.”

Devlet desteği ömrümüzü 50 yıl uzatır yoksa mevcutlar bile 2014’ten sonra gider

TÜRKİYE’nin önümüzdeki 5-10 yılda otomotivde en büyük rakiplerinin Fas, Ukrayna ve Polonya olacağını kaydeden Celal Çağlar, bu ülkelerin eğitim alanında çok daha iyi durumda olduklarını söyledi. Çağlar, şunları kaydetti: “Otomotivdeki durumumuz iki şeye bağlı. Birincisi rakiplerimizin otomotive teşvikler vermemesi gerekiyor. Ayrıca devletin devreye girip, yatırımları muhafaza etmek ve yeni yatırımları çekmek için doğru stratejiyi ortaya koyması lazım. 2014’e kadar mevcut yatırımlar konusunda bir tehlike görmüyorum. Sonrası rakiplere, devletin stratejisi ve vergi konusunda açacağı yollara bağlı. Aksi halde 2014 yılından sonra mevcut fabrikaların da kapasiteleri düşer. Eğer destek gelirse Türk otomotiv sanayinin ömrü 50 yıl uzar. O yüzden Türkiye’nin geleceği için Allah aşkına otomotivde devlet politikası olsun.”

Bugünden sabaha otomotiv elektrikliye dönmez, halk bilinçlendikçe yaygınlaşacak

ELEKTRİKLİ otomobillerde herkesin sadece karbondioksit salınımına odaklandığını belirten Celal Çağlar, “Asıl odaklanılması gereken nokta verimlilik. Bugün benzinli veya dizel motorlu araçlarda verim yüzde 25’lerle sınırlı. Yani 100 liraya aldığınız benzinin 25 lirasıyla ancak yol gidiyorsunuz. Elektrikli motorlarda ise bu oran yüzde 95’lerin üstüne çıkıyor. 100 liralık elektrik kullanıyorsanız bunun 95 lirasıyla yol gidiyorsunuz. Kalan 5 lirası da sürtünmelere filan gidiyor. Verimlilik boyutunu hiç kimse bugüne kadar doğru dürüst vurgulamadı” dedi. Çağlar, elektrikli araç konusunda ise her kafadan farklı bir ses çıkmasını şöyle yorumladı: “Dünyada milyarlarca dolarlık yatırım var. Bu yatırımı akşamdan sabaha başka bir yöne dönmesi o kadar da kolay değil. 40 yıldır bu konuları konuşuyoruz. Elektrik yeni bir icat değil. Zaten yüzyıldan beri kullanılıyor. Halkın bilinçlenmesiyle elektrikli araçlar hızla gelişecektir.”

Avrupa Hindistan ve Çin’den korkuyor

BUGÜN bütün dünyanın Hindistan ve Çin’den çok korktuğunu belirten Celal Çağlar, şöyle konuştu: “Korkunun sebebi, her yıl bu ülkelerden 100 binlerce mühendis çıkıyor. Avrupa ise eskiyor ve yaşlanıyor. Daha önemlisi Avrupa motivasyonunu kaybediyor. Çinli, Hintli hatta Türk çocuklar mühendis olup hayatını, geleceğini kurtarmak istiyor. Avrupalı hayatını kurtarmış ve fabrikaların sahibi olduğu için çocuk diyor ki ‘Ben kemancı, kütüphaneci, sosyolog olmak istiyorum.’ Ama bu pilleri, bu otomobilleri de geliştiren adamlara ihtiyacımız var. O adamlar Avrupa’da azalıyor. Türkiye’de gelişmiş teknolojilere hakim çocukları yetiştirecek üniversitelerin yaratılması gerekiyor. Gençlere 100 yıllık bilgileri öğretmenin dışında yeni teknolojileri de öğretip bu konuda öncülerden olmalıyız.”

Kaynak: Hürriyet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir