ABD yaptırımları ekonomiyi kasar mı?

Her savaşın tek kaybedeni fakirlerdir. Onların evleri bombalanır. Onlar sırtlarında iki parça mallarıyla yollara dökülür, evlatları askere çağrılır, şehit düşer, ya da idam mangasının önünde bulur kendini. Savaş giderlerini onların vergileri öder. Savaş, Dostlar, nedenleri ne denli onurlu olursa olsun, acı ve pis bir şeydir. Bu yüzden Barış Pınarı’nın askeri yönüne değinmeyeceğim.

Zaten, AKP’nin Suriye Savaşı başladığı günden bu yana tonlarca hata yapmasına rağmen, “geçmişe mazi, yenmişe kuzu denir” anlayışıyla sivil halka zarar gelmemesi kaydıyla bu harekata destek veriyorum. Suriye’den çekilirsek, ülke Esad, PKK ve İran’a kalır. İşte o zaman harbi bir beka meselesiyle cebelleşiriz.

Ben ABD yaptırımları ekonomiyi kasar mı meselesine taktım, hatta bu konuda bir de video çektim (aşağıda linki var), çünkü zaten zamlardan derin derin inleyen fakire daha ne kadar girecek sorusuna cevap arıyorum. İlk cevap adını vermek istemeyen bir Hazine yetkilisinden (akıllı adamış) Reuters’e geldi:

“Şu an konu hem Türk askerinin canı hem de milli bekamız. (Harekatın) Türkiye ekonomisine ise kalıcı olumsuz etkisini beklememekle birlikte Barış Pınarı Harekatı gelecekte doğabilecek çok farklı alanlardaki kayıpların da önünü almakta. Türkiye son bir yılda aldığı önlemler ile ekonomisini her türlü senaryolara karşı çok daha güçlü bir yapıya kavuşturdu.”

Hangi önlemler, bilen varsa, konum atsın.

Hükümet sonra ABD ve AB’yi tehdit ediyor: “Ulan, çapulcular, siz bize yaptırım mı uygulayacaksınız, biz de İncirlik’i kapatırız, 3.6 milyon Suriyeli mülteciyi de kapınıza salarız!” İncirlik NATO ve ABD için eşsiz bir askeri varlık, canları yanar tabii. Ama sen altı ay dış fonlama bulma bakalım, Etiler’de kurtlar ulur. AB’ye gelince. Bu ülkede kimse düşünmüyor mu, orada yaşayan ve vatandaş olmayıp geçici oturma izni verilen milyonlarca TC vatandaşı var. AB de onlara “Hadi güle güle!” derse ne olacak?

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!