2023 Strateji Raporu / İnfo Yatırım

Yönetici Özeti

Pandemi ile başlayan ve günümüze kadar etkisini gösteren kapanmalar kaynaklı tedarik zinciri sıkıntılarının görece etkisini azaltmaya başladığı 2023 yılında, küresel büyümenin önündeki en büyük engel olarak Rusya – Ukrayna savaşının sonucunda uygulanan yaptırımlar gösterilebilir. Enerji, emtia ve gıda alanında net ihracatçı konumunda olan Rusya’ya uygulanan yaptırımlar bir yandan enflasyonun düşüş hızını kısıtlarken diğer yandan ise Türkiye ile olan iyi ilişkilerinden ötürü ekonomik olarak birçok fırsat penceresi açıyor.

Enerji dağıtım merkezi projesi ve Türki Cumhuriyetler ile olan gerek ekonomik gerekse politik ilişkilerin gelişim potansiyeli, önümüzdeki süreçte birçok ortak işbirliklerinin hayata geçmesini sağlayabilir. Tedarik zinciri kaynaklı yaşanan sıkıntılar ise küresel üretimin Çin anakarasına alternatif arayışlarını hızlandırırken, ilk etapta Malezya, Endonezya ve Singapur gibi ülkelere üretim kaymaya başladı. Fakat navlun maliyetlerinin seviyesi, Avrupa pazarına olan yakınlığı sebebiyle Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirirken; yakın gelecekte doğrudan yatırım miktarında artış yaşanmasının gerçekleşmesi beklenebilir.

Diğer taraftan küresel enflasyon seviyelerinde yaşanan düşüş eğiliminin devamı ve küresel resesyon ihtimali, merkez bankalarının uyguladığı sıkı para politikalarının da bir yıl içinde terse dönme potansiyelini artırıyor. Bir başka deyişle, son bir yılda artan finansman maliyetlerinin 1 yıl ve üzeri vadelerde düşmesi ile olası genişlemeci para politikalarının ise gelişmekte olan ülke ekonomilerini risk iştahındaki artışla beraber destekleyici bir konuma gelme ihtimali de söz konusu. Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda ise her ne kadar belli başlı bazı kırılganlıklarımız olsa da resmin bütünü, ülkemiz adına önümüzdeki sürecin büyük fırsatlar barındırdığını ortaya koyuyor.

2022’de Ne Oldu?

2019 yılında Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve Mart 2020’de tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs pandemisinin hem ekonomik hem de sosyal etkileri 2022’de tam bitiyor/azalıyor derken, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya—Ukrayna Savaşı tüm dünyada gündeme damgasını vurdu.

Arz/talep dengesizliğine bağlı olarak pandemi döneminde yükselen, sonrasında tedarik zincirlerinde iyileşmeler ve arz artışlarıyla geri gelmesi beklenen global enflasyon, Rusya-Ukrayna gelişmeleri ile daha da yükseldi. İlk aşamada ABD ve AB’den gelen tepkiler, 2022 yılında bir savaş senaryosunun zor görünmesi ile kısa süreli bir gerilim olması beklenirken, sıcak çatışmalarla karşı karşıya kalındı.

Bu gelişme zaten kırılgan görünen arz/talep dengesini bozup tedarik sıkıntılarının sürmesine sebebiyet verirken, Rusya’nın en büyük silahı olan enerji fiyatlarındaki sert yükselişin etkileri ile 2022’de en çok kurduğumuz cümle ülkeler için ‘Son yılların en yüksek enflasyonu’ oldu. Enflasyona bağlı olarak İngiltere ile başlayan ve hemen hemen tüm ülkelerle devam eden sıkılaşan merkez banka para politikalarına şahit olduk.

Enflasyonun kontrol altına alınması amacıyla faiz artırımları artarak devam ederken, bu dönemde büyüme geri plana atıldı. Bu kapsamda da ekonomilerde küçülme etkisi ile resesyon konusu da gündemi meşgul etti.

Türkiye ve Japonya gibi ülkeler ise enflasyondan ziyade büyüme odaklı strateji çerçevesinde genişleyici politikalarla faiz indirimleri uyguladı. Küresel taraftaki jeopolitik baskıların hafiflemesi ile enflasyonun geri çekilmesi beklenmekteydi.

Gelelim Borsa İstanbul’a. 2022 yılı Borsa İstanbul için adeta bayram havasında geçti. Yükselen enflasyon karşısında risksiz getirilerin yetersiz kalması, tasarrufların azalması ile alternatif getiri arayışı içerisinde BİST’in öne çıkması, yabancı ilgisizliği ile global satış trendlerinden pozitif ayrışma, halka arzlara olan yoğun talep ile BİST’e gelen yeni yatırımcı kitlesi, kur tarafındaki son dönemdeki stabilizasyon ile KKM’den çıkan nakdin bir kısmının Borsa’ya geçişi, fiyatlar genel düzeyindeki artışların şirket karlılıklarını olumlu etkileyebileceği algısına ek olarak güçlü finansal dönemlerin geçirilmesi, 2022’de endeksin rekor kırmasını bizim de globalden pozitif ayrışmamıza neden oldu. 2022’de BİST’te en çok kazandıran sektörler ise %522 getiri ile Ulaştırma Sektörü, %330 ile Elektrik ve %284 ile Madencilik oldu.

Genel Değerlendirme

2022 yılı jeopolitik gerginliklere bağlı olarak yüksek enflasyon ortamında geçti. Piyasa fiyatlamalarına baktığımızda bu durum fazlasıyla hissedildi. Yurt içi taraf, yurt dışı taraftan ciddi anlam pozitif ayrışırken, para ve maliye politikaları hemen hemen her ülkede tartışılır hale geldi.

Asıl mesele burada enflasyon mu yoksa büyüme mi daha ön plana çıkması gerektiğiydi. Ağır basan kısım enflasyon oldu. Çünkü başta hanehalkı gelirinin azalması ile birlikte enflasyonun kontrol altına alınması amacıyla bir çok ülke agresif faiz artırımları yapmak zorunda kaldı. Bir başka görüş ise jeopolitik gerginliklerin azalması ile enflasyonun gerileyeceği bu kapsamda genişleyici politikalar ile ekonominin desteklenmesiydi.

Hangi görüş doğru bunu ileriki dönemlerde göreceğiz ama 2022 yılını enflasyon yılı olarak lanse ediyoruz. Artırılan faizlerle birlikte ise 2023 yılında enflasyon ile birlikte çokça resesyon konusu gündeme gelecektir. Bu denli karmaşık dönemlerde makroekonomik verilerin iyi gelmesi enflasyonist riskleri tetiklese de 2023’te uygulanan politikalar riskli varlıklar üzerindeki en önemli etken olacaktır.

2023’te Bizi Ne Bekliyor?

2023 yılı içerisinde 2022 yılında olduğu gibi savaş belirsizliğinin devam etmesini bekliyoruz. Gerginliğin azalması beklenirken artarak devam etmesi endişeleri ayakta tutarken, bu durumdan dolayı enflasyonun kontrol altına alınması adına yapılan faiz artırımlarının etkisi ile 2023 yılında global tarafta resesyon endişelerinin fiyatlanmaya devam edeceğini bekleyebiliriz.

Global piyasaları yılın ilk yarısı ve ikinci yarısı olarak inceleyeceğiz. Öyle ki, globalde enflasyon geri çekilse de hala kontrol altına alınabilmiş durumda değil. Bu durumda da ilk yarı itibariyle faiz artırımlarının devam etmesini bekliyoruz. Fakat yılın ikinci yarısında gerek faiz artırımı için Merkez Bankalarında yer kalmayacağı, gerekse de enflasyonun gerilemeye devam ederek resesyonun konuşulmaması adına büyümenin ön plana çıkarak genişleyici politikalar uygulanmasını bekliyoruz.

Yurt içinde ise enflasyon kanadının sert geri çekilmesini ve KGF ile birlikte de büyümenin desteklenmesini bekliyoruz. 2022 yılında %85’in üstüne çıkan ve son ay baz etkisi ile yılı %64,3’te tamamlayan enflasyonun Ocak ayında da geri çekilmesini bekliyoruz. Anlık konjonktürde yılın ise %45’li seviyelerden tamamlanmasını beklemekteyiz.

2022’de BİST’teki yükseliş için bahsi geçen enflasyon etkisinin kısmen devamını bekliyoruz. Ancak 2022’deki gibi ‘ne aldıysak gitti’ algısının bu sene gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl, tüm dünya gibi ekstrem durumlarla karşılaşmamız bu algıyı oluştursa da bu yıl finansal okuryazarlığın önemi daha da artacak.

Borsa İstanbul’da her dönemin ayrı hikayesi, her haber akışının farklı sektör ve hisselere etkisi oluyor. 2023’de hisse ve sektör seçiminin önemi daha da artacak. Anlık hikayelerden etkilenecek doğru sektör ve hisseler bulunup, temel ile teknik analiz doğrultusunda yapılan yatırım tercihleri önem arz edecek.

Görüşümüz volatilitesi yüksek, momentumu düşük zamanlarda kredili işlemlerden uzak durulması ve yükselişlerde fazla cesaretli, düşüşlerde ise fazla panik olunmaması yönünde. Şu an için Borsa İstanbul’da değişkenlik göstermeyecek bir yatırım hikayesi belirlenemez olsa da, kesin olan yılın ikinci yarısının seçim belirsizliğinin biterek, başta para politikası olmak üzere daha sürdürülebilir dinamiklere ve fiyatlamalara yönelineceği yönünde.

2023 Mali Sektör Beklentileri

Bankacılık Sektörü

2022 yılında en çok konuştuğumuz sektörlerin başında bankacılık geldi. Pandemi döneminden bu yana sınai endeksi ile açılan spread bu seneki karlılıkların paylara etkisi ile azaldı. 2022 yılında bankacılık sektörünün finansal etkileri Borsa İstanbul’a yukarı yönlü katalizör oldu. 2022 yılı son çeyrek finansallarında TL kredi mevduat makasında iyileşme, yüksek TÜFE endeksli kağıt getirileri, Net Faiz Marjı ve Net Faiz Gelirlerinde artış, karşılık giderlerinin azalması, komisyon gelirlerindeki artışla birlikte bankacılık sektörünün finansallarındaki güçlü seyrin devamını beklemekteyiz.

2023 yılında ise kredi büyüme hızının bir miktar yavaşlamasını bekliyoruz. Geri çekilmesi beklenen enflasyon oranı TÜFE’ye endeksli borçlanma araçları kapsamındaki gelirleri azaltacakken, net faiz marjlarında da düşüş beklemekteyiz.

Sigortacılık Sektörü

2022 yılı sigortacılık sektörü açısından zor bir yıl oldu. Pandemi etkilerinin azalması ile birlikte 2022 yılında enflasyon tarafında geri çekilme beklentisi mevcutken, Rusya – Ukrayna savaşı tüm dünyaya damgasını vurdu. Enerji fiyatlarındaki sert yukarı yönlü seyir, gıda fiyatlarının artması, lojistik ve tedarik sıkıntılarına ek olarak arz talep dengesizliğine bağlı yükselişler ile birlikte dünya genelinde enflasyon son yılların en yüksek seviyesine çıktı.

Para ve maliye politikalarındaki belirsizlikler döviz kurlarında dalgalanmaya sebebiyet verdi. Enflasyondaki yükseliş ile birlikte tasarrufların azalması sonucunda alışkanlıklar değişirken, gelir adaletsizliği de arttı.

Motor segmentinde artan hasarlar, yedek parça maliyetlerinin hızla yükselmesi ile teknik branş tarafı zayıf kaldı. Ayrıca 2021 yıl sonunda asgari ücrete yapılan %50 artışa ve jeopolitik risklere bağlı olarak yükselen enflasyon neticesinde, tüketim sepetindeki azalışı karşılamak adına asgari ücrete yapılan Temmuz ayındaki %30 artış ile tazminat ve maliyetler için ayrılan karşılıkları artırdı. 2022 yılı 1. çeyreğinde trafik sigortasında muallak tazminat karşılıkları yazılan primlerin %130’una karşılık gelirken, kaskoda ise bu oran %69’a çıkarak üst düzeye ulaştı.

Sigortacılık Sektörü Trafik sigortasında ödenen primler ise 2022 yılı ilk 9 ayında yazılan primlere oranla %91’e yükselirken kaskoda ise bu oran %54 ile ortalamaların altında seyretti. 2019 yılından bu yana araç rayiç bedelleri %360 artarken, sigortacılıkta prim üretimi %300 arttı. Bu durum ise kar marjlarını baskıladı .

Bu kapsamda enflasyonun ve hammadde fiyatlarının geri çekilmesiyle ödenen prime göre poliçe sonucu, maliyetlerde azalış bekliyoruz. Buna istinaden şirket poliçelerinin kar marjının (poliçe fiyatı/ödenen maliyet) artacağını öngörüyoruz. Sektörü destekleyici faktörleri dezenflasyon süreci, trafik sigortalarındaki tavan fiyat artışı, yabancı göçmen sayısının artması ve buna bağlı olarak devlet hastanelerindeki randevu sürelerinin uzamasıyla özel sağlık sigortalarına artan talep, ikiz açık ve artan finansman ihtiyacı, kasko payının gelir içindeki artan payı ve fiyat-maliyet makasının daralacak olması olarak ön görüyoruz.

Aracı Kurumlar Sektörü Aracı kurumlar sektörü açısından bu yıl da iyi performans gösterecek gibi gözükmekte. KKM’den çıkan nakdin bir kısmının Borsa’ya girmeye devam etmesi, yerli yatırımcı fazlalığıyla Borsa’ya olan ilginin artması, tasarrufların azalması ile alternatiflerin Borsa’da yoğunlaşması, halka arzların etkileri ve enflasyonun etkileri ile alternatif getiri arayışı içinde piyasaların ön plana çıkması işlem hacimlerini artırmaya devam ediyor.

Buna bağlı olarak Borsa’ya aracılık eden kurumların komisyon gelirlerini artırıyor. Kaldıraçlı/kredili işlemlerin fazlalığı da aracı kurumlara gelir yaratıyor. Kurumsal Finansman, Pazarlama ve Satış gibi faaliyetler de aracı kurumları ön plana çıkarıyor. 2023 yılında da hacimlerdeki artışın devamını bekliyor, bu durumun da sektörü ön plana çıkarmasını ön görüyoruz.

2023 Mali Sektör Dışı Beklentileri

Ulaştırma Sektörü

2020 yılındaki pandemiden en negatif etkilenen sektörlerin başında hiç şüphesiz ulaştırma geldi. 2021 yılında aşılanmaların hızlanması ve normalleşme adımları ile pandeminin etkilerinin azalacağı beklentileri 2022’de yeni hikayenin ulaştırmaya yansıyacağının sinyallerini bize verdi. Normalleşme adımlarının etkileri, bağışıklıkların güçlenmesi ve ülkelerarası uçuş kısıtlamalarının kaldırılması ulaştırma sektörünü destekledi. Yolcu trafik sayılarında dış hatlarda 2019’u geçen şirketlere ek olarak iç hatlarda tavan fiyat uygulaması, ulaştırma sektörünü ön plana çıkarak unsurlar arasında oldu.

2022’de pozitif geçen turizm sezonunun sadece yaz turizmi için değil kış turizmin de güçlü geçmesi bekleniyor. Rus vatandaşlara da yapılan yaptırımlar Türkiye’ye gelişleri artırırken, Avrupa’daki enerji krizi de devam ediyor. Avrupa’nın Rusya’ya yaptığı ambargo ile Rusya’dan gaz tedarikini %30’lardan %10’lara indirmesi sonrasında aradaki oran için bir alternatif üretememesi Avrupa’da kışın çetin geçeceğini bize gösteriyor. Medyalarda yer alan haberlere göre geçen yılın kış dönemine göre otel rezervasyon oranlarının artması ile artması beklenen turist sayısı 2023’te ulaştırma paylarına katalizör olacak gibi görünüyor. Şirketlerin genişleyen filoları, güçlü turizm etkileri ve ısınma turizmi durumu sonrasında 2023’te ulaştırma sektörü ön planda olacak gibi görünüyor.

Telekomünikasyon Sektörü

Geçtiğimiz yıl tarifelerin enflasyon karşısında yetersiz kalması, sektörü baskılayan önemli unsurlar arasında yer almıştı. Genellikle 1 yıllık taahhütler halinde yapılan tarifelere yıl sonuna doğru enflasyonların yansıtılması ve tarifelerin buna göre belirlenmesi 2023’te Telekomünikasyon sektörünü öne çıkarabilir.

Sektör şirketlerinin yatırımları/borcu döviz, gelirlerinin TL cinsinden olması ile kur tarafındaki stabilizasyon süreci de baskıyı azaltacak unsurlar arasında yer alıyor. Yılın ikinci yarısında ihracatı teşvik etme noktasında TL’nin değer kaybederek rekabet gücünün artması görünümü negatif etkileyebilir.

Dayanıklı Tüketim Sektörü

Avrupa’da resesyon endişelerinin ağır basması ve Euro / Dolar paritesindeki geri çekilme dayanıklı tüketim sektörünün 2022 yılı üçüncü çeyrekte baskılanmasına neden oldu. Son zamanlarda güvercin tonda açıklamalar ve 2023’te bu tutumun devam etme beklentisi Euro / Dolar paritesini yukarı çekiyor. Hammaddenin dolar bazlı, satışların euro bazlı olduğu sektörde paritenin yukarı yönü seyrinin olumlu yansımasını bekliyoruz.

Olası bir kur şokunda ise ihracatı yüksek, satışları dövize endeksli olan sektör şirketlerinin Aralık 2021 sonunda olduğu gibi yukarı yönlü hareketlerini izleyebiliriz. Ayrıca yeni satın alma/birleşme/yatırımlar da sektörde yeni hikayeler oluşturabilir.

Gıda Perakende Sektörü

2022 yılında yükselen gıda enflasyonları gıda perakende şirketlerinin cirolarına olumlu yansıdı. Hatta yükselen enflasyonlar neticesinde 2022 yılında bilanço döneminde şirketler yıl sonu beklentilerinde revizeye gitti. Tasarrufların azalması indirim marketlerine olan ilgiyi de fazlasıyla artırdı.

Öncelikle şirketlerin 2023 yılına ilişkin beklentilerini gözden geçireceğiz. Çünkü 2023 yılında, gıda perakendecileri için asıl durum enflasyonda beklenen düşüşün bilançolara etkileri, şirketlerin ne kadar satışlarına yansıtabilecekleri olacak gibi gözüküyor. Ancak pazarda daralma beklentimizden ve talebin artacağı ön görüsü ile gıda perakende sektörü bu yıl da ön plana çıkabilir. Rekabet Kurumu soruşturmalarının devam etmesine karşılık açıklanan aylık sabit fiyat politikaları bu taraftaki riskleri dengeleyecektir.

Enerji Sektörü

Rusya—Ukrayna dendiğinde akla ilk savaş sonrasında da enerji geliyor desek yanlış olmayacaktır. 2023’teki belirsizliklerin bu denli devam etmesi, yükselen enerji fiyatlarının devam edebilme olasılığı bu durumu satışlarına yansıtan şirketleri öne çıkarıyor.

Bir diğer hikaye de artan enerji maliyetleri nedeniyle, giderlerin azalması amacıyla şirketler Çatı GES Projelerine yönleniyor. GES projelerini gerçekleştiren ve enerji depolama faaliyetleri olan şirketler 2023’te ön plana çıkabilir. Ancak kur tarafındaki stabil durum ve artan regülasyon baskıları sektör üzerinde olumsuz etki gösterebilir.

Otomotiv Sektörü

Son iki yıldır çip krizi ile ilgili bir çok negatif haber akışına şahit olduk. Çin’deki son gelişmeler ile birlikte çip krizinin 2023 yılında bu denli sorun olmayacağını düşünmekteyiz.

Düşük faiz ortamında sektörün güçlü kalmaya devam edebileceğini ön görüyoruz. İhracat tarafında, resesyon ihtimali gelişiminin önünde baskı hissettirebilecek olsa da talebin öne çekilmesi ile otomotiv sektöründe 2023 yılında potansiyel görüyoruz. Elektrikli araçlara geçiş sürecinin hızlanması ve bu denli yatırımların olması sektörü göz önünde tutuyor.

GYO Sektörü

2022 yılında yükselen enflasyonlar neticesinde duran varlıkların fiyatlamalarında sert yükselişler meydana geldi. Bu durumda değerlemelere artış olarak yansıdır. Beklentimiz talebin öne çekilmesi ile GYO sektörünü ön plana çıkarıyor. Çünkü artan fiyatlamalar neticesinde hem hammadde fiyatlarına göre artış hem de lokasyonlara göre konut/arsa/arazilerde sert fiyat artışları meydana geliyor.

Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin açıklanması ve orta gelirliler için konut projesi lanse edilmesi, sadece sektöre değil diğer ilgili sektörlere de domino etkisi yaratacak cinsten. Yeni kredi açıklamaları ile talebin artması, ve değerlemelerin yukarı yönlü seyrinin devam etmesi GYO sektörü için pozitif tutuma işaret ediyor.

Hisse Önerileri Listemiz

Rapor için tıklayın.

Kaynak: İnfo Yatırım Strateji Raporu