2020: Ekonomide kayıp yıl

Uzun süredir Türkiye ekonomisi hakkında yazmadım, çünkü gelen veriler anlamsızdı. Mesela, Nisan’da turist sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre %99 düşmüş. Eh, düşer tabii. Uçuş yasağı var. Ama, Mayıs’tan gelen ilk veriler ekonomide toparlanmanın başladığını gösteriyor. Bu da normal, Covid-19 vaka sayısı azalıp, kısıtlamalar gevşetilince, ekonomik aktivite de toparlanacak. Ama, bunu tahmin etmek ustalık gerektirmez. Hatta, Haziran verilerinin Mayıs’tan çok daha iyi olacağını kestirmek için de ekonomist olmak gerekmez. Mühim olan 3Ç ve 4Ç’de ekonominin seyri hakkında aklı başında yorumlar yapabilmek.

Geçen hafta açıklanan veriler, salgın hakkındaki görüşüm ve hükümetin politika önceliklerini göz önüne alarak şöyle naçiz ortaya-karışık bir analiz yaptım. Ekonomiyle ilgili yazılarım ”teknik”, “sıkıcı”, “okunmaz” olarak yorumlandığı için size kıssadan hisseyi hemen vereyim, başucunuza asın. Bu sene ekonomide kayıp yıl. En az %5 GSYİH daralması öngörüyorum. 2021, 2022 ve 2023’de büyümenin %1-2’yi geçemeyeceğini söyleyebilirim.

Tabii, “söylemek” kolay, ekonomik veriler denilen don lastiği gibi her yöne çekilebilecek lanet rakamlar ve “Türkiye siyaseti” denilen çamur deryasından kanıtlanabilir, rasyonel bir yorum çıkartmak zor. Elden geldiğince delillere dayanarak konuşacağım.

İlkin, salgının seyri ve siyaset ortamı tahmin edilmeden ekonomik yorum yapılmaz. Yapanları da kale almayın. Örnek? Başkanımız bir sabah kalkıyor, 1.500 kalem mala ithalat vergisi salıyor. Ertesi sabah kalkıyor, “Yurt dışına döviz kaçıranlara asla merhametli olmayacağız” diyor. Yahu, bu ülkede yurtdışına yatırım yapmak kanunlarla güvenceye alınmış değil mi? Siz bavulla gelen altın ve dövizi sorgusuz-sualsiz kabul edip, kokain-fuhuş parasının aklanmasına aracılık ederken iyi de, bizim vatandaş “portföy riskini dağıtmak istediğinde” mi tu-kaka oluyor?

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!